ŞURA 78 den 97 ye Şiiri - Necdet Erem

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM.

78- "O ki, beni (yoktan) yaratan ve bana doğru yolu (hak ve batılı) gösterendir,"

79- "Beni yediren, içirendir," (ihtiyaçlarımı bilen ve ihtiyaç zamanında gönderendir.)

80- "Hastalandığım zaman bana O, şifâ verir." (Sağlığın önemini bilmem veya günahlarımdan arınmam için hastalığı verip sonradan şifa ile nimetine kavuşturan.)

81- "O ki, benim canımı alacak, sonra diriltecektir. " (Beni yoktan var ettiği gibi, dünya imtihanından sonra ruh standardıma uygun olan saadeti ebediyede diriltmek üzere dünyada öldürüp, ukbada diriltendir.)

82- "Ve hesap günü, hatamı bağışlayacağını umduğumdur." (hatalı kusurlu da olsan af edici ve bağışlayıcı olduğunu söylediğinden dolayı af ve mağfiretine güvendiğimdir.)

83- "Ya Rab! Bana hikmet (hüküm) ver ve beni iyiler (zümresin) e kat." (Yarab! bana aklı ve mantıklı davranma şuur ve basireti ver. Beni hayatın hakikatini idrak etmiş ve rızanı kazanmış rahmet ve merhametine mazhar olmuş seçkin kulların arasına kat.)

84- "Sonra gelecekler içinde beni doğrulukla anılanlardan eyle! " (Gelecek nesillere karşı vazifesini yapmış, karanlıklara ışık olacak ardından HOŞ BİR SADA bırakmış kamil ve fazıl kullarından eyle.)

85- "Ve beni naîm (nimeti bol) cennetin varislerinden eyle! " (Beni vaat etmiş olduğun sonsuz saadet diyarı olan nimeti, lezzeti,saadeti sonsuz Naim cennetine ulaştırdığın kullarından eyle.)

86- "Babamı da bağışla, çünkü o yanlış gidenlerdendir. " (Varlık sebebim olan Babamı, anamı, ve senin kutlu ve nurlu nesajının bana ulaşmasında emeği geçen, bütün mümin ve mü’minat, Müslim ve müslimat ecdadımı bağışla. Çünkü onlar yanlışa gitmiş olabilirler.)

87- "(İnsanların) diriltilecekleri gün, beni mahcub etme." (İnsanların yaptıklarında hesabe çekileceği amel defterlerinin açılıp günahların ortaya saçılacağı günde günahlarımı ört, kusurlarımı bağışla ve beni başkalarının yanında mahcup etme.)

88- "O gün ki ne mal fayda verir ne oğullar! " (Hiç kimsenin kimseye faydasının olamayacağı herkesin kendi hesabının korku ve dehşeti ile edişe içinde beklediği O haşir ve hesap günü ki, dünyada güvenip dayanılan, sevip bağlanılan, evlatlar, kazanıp kalacağını zannederek sahiplenilen mal ve mülklerden den bir fayda olmayacak.)

89- "Ancak Allah'a temiz bir kalple gelenler o günde (kurtuluşa erer) ." (Ancak kalbinden dünya ve dünyalık sevdaları silmiş, huzura ermiş, cennet ve cemalullah müjdeinin mutluluğuna ermiş olarak Allah’a dönenler kurtuluşa erebilir.)

90- (O gün) Cennet müttakilere yaklaştırılmıştır. (O gün dünyada Allah’a karşı saygı içinde yaşayan, emirlerini severek ve isteyerek yerine getirenlere sadakat ve itaatlerinin karşılığı olarak vadedilmiş olan cenneti kazanmış oldukları his ettirilir.)

91- Azgınlar için de cehennem hortlatılmıştır. (Allah’a karşı saygısız ve itaatsizlik içinde bir ömür sürdürenlere yaptıklarının cezasını vermek üzere cehennem bütün dehşeti ile ortaya çıkarılmıştır.)

92, 93- Onlara, "Allah'ı bırakıp da taptıklarınız, hani nerede? Size yardım edebiliyorlar mı veya kendilerini kurtarabiliyorlar mı? " denilir. (Allah’ı unutup mala, mülke, servete, makama, dosta, yarana, evladü iyale taparcasına güvenip bağlananlar, herkesin sadece kendisini kurtarama mücadelesi ile meşgul olduğu gün size fayda sağlayacak bir destek verebilirlermi? Onlarda sizin gibi hesaba çekilecekler, acaba onlar kendilerini kurtarabileceklermi?)

94- Ve arkasından hep onlar (putlar ve azgınlar) o cehennemin içine fırlatılmaktadırlar. (Ve hesaplar görülünce, inkarcılar ve inkarcılığa hizmet edenler, kendilerini ilah zannedenler ve öyle zan edilmesine zemin hazırlayanlar değersi bir saman çöpü gibi cehenneme atılacaklardır.)

95, 96, 97- Ve bütün o İblis orduları onun içinde birbirleriyle çekişirlerken dediler ki: Vallahi biz, gerçekten apaçık bir sapıklık içindeymişiz." (Ve şeytana aldanmış onun davasına hizmeti vazife bilmiş, bütün inkarcılar, isyancılar, inkar ve isyanlarına sebep oldukları aldanmışlar ile birlikte yanmak üzere atılmış oldukları cehennemde yanarken birbirlerini suçlar nasıl bir sapıklık ve aldanış içinde olduklarını farkına varırlar.)

Sadakallahul azim ŞURA/26 - 81 den 97 ye