Babasına getirdiği su kadar aziz olan bir çocuğum
Tanrı beni rahmetinden mahrum etmeyebilir
O halde bu gökyüzüne talibim
Devrederse günahlarım bir gün bana
Hadi yağmurun yağmadığını farz edelim,
Sen benim sarhoşluğumsun
ne ayıldım
ne ayılabilirim
ne ayılmak isterim
başım ağır
dizlerim parçalanmış
Devamını Oku
ne ayıldım
ne ayılabilirim
ne ayılmak isterim
başım ağır
dizlerim parçalanmış
Mesaj nedir anlamamış aydınlar(!)
Sünneti sırf kesmek (!) sanır bazılar.
Ey şairim dilhun olma şu işe;
yorum değil atışmadır yazılar!
Tüm gönül insanlarına selam ve saygılar.
Sayın Onur Bilge,hakkaniyet çerçevesinde bir eseri değerlendirirken gözlerini kapatıyor, sesini kısıyor, sanki gönlünü ötelere açıyor ve -Cenab-ı Hakk'ın inayetiyle düşüncelerini ifade etmeye çalışıyor.
Belli bir konuyu enine-boyuna tahlil ederken kısık bir ses tonunu kullanıyor.
Yorumlarına dikkatli bakılırsa edep-haya çerçevesinde mütevâzi bir dil kullanıyor.
İşte, bu hususi Kişiden hiç olmazsa bundan sonra daha çok istifade etmek gerekir.
Keşke talebesi olabilseydim!! yada talebeliğe kabul etse beni!!
Kaç tane muallim var bu sitese?
Mevcudiyetinizi nefsinize teslim etmeyiniz.Emin olmadığınız hususlarda iftira atmayınız.
Bu konuyla ilgili çeşitli ayetler var.
Saygılarımla.
Tebrikler !!emeğe saygı
siire gelince; sünnet olmaktan korkan bir cocuk. korkudan ölmek bu. hakli da üstelik. konu itibariyla önemli fakat siir degil, nesir... gibi.
sünnet nedir, neden olunmasi gerekir gibi sorularin cevabini aramizdaki doktorlarimiz anlatir. anlatmasa da olur.
arkadaslar yapmayin, Onur hanim dün gercekten yorumuyla bize güzellik sundu. Ben hala baska görüste, kendi yazdigim yorumda oldugum halde, Onur hanimin yazdigi yoruma hayran kaldim.
Yazmis oldugu yorumun edebi olmus olmasi dogru oldugu anlamina gelmez. En azindan benim icin bu böyle. O kendi dogrusunu, ben kendi dogrumu yazdim, ücüncü kisiler, elek elinde yorum elemeye basladi. Jüri üyeliginden tutun, nerecikte oturmamiz gerektigi konusunda sesler yükseldi. :)
ve cok rumuzlular. kendi adlariyla söyleyemediklerini baska ad altinda söyleme cesareti gösteren korkaklarin yüzünden birbirimizden süphelenmeye basladik. bir temizlik gerek.
saygilar,
Hakkımda çok şey merak ettiniz ya, bakın oraya gözümü koydum, sözümden anlamayanlar gözümden anlasınlar diye. Çıra budağı değil o! Göz!.. Kör gözüne benziyor mu?
Gören gözümü seveyim! Görür de gösterir de...
Görmek istemeyen, gözlerini kapatır: 'GÜNEŞ YOK!..' der. Oysa tüm ihtişamıyla yukarıdadır ve onu görmeyen yoktur. O, gözlerini kapatarak kendisini görmez hale getirmiştir. Klinik vakadır. şayet gecikmemişse, acilen tedaviye başlanması gerekmektedir.
Bana gelmesi de yanlışlarından biridir. Çünkü ben ne hastayım ne de doktor... Ne Mazhar Osman'ım ne de Marko Paşa...
TEK GÖRÜŞ NOKTASI GÖZ İKEN GÖZ BİLE KENDİNİ GÖRMEZ...Ama söylediklerinize bakılırsa SİZ BAKTIĞINIZI TAM İSBETLE görürsünüz...Gösterirsiniz...
Baktığınız ŞEKİLLERE karşılık doktorunuza bari isabetli cevaplar verin...Doktor da ne olduğunu bilmez ama neyse...
Nasıl olsa siz tam olarak söylersiniz doktora...
Bu kadar gevezelikten sonra burada kesip,ustaları dinlemek lazım.Biraz sabırla beklemek lazım.
Şiir konusuna gelince...
Günün şiiri buraya süs olsun diye asılmıyor. Herkes nasıl anladıysa öyle yorumlasın, onunla ilgili olumlu veya olumsuz fikrini açıkça söylesin diye buraya bir de yer açmışlar. Ben de yazma hakkına sahibim, sizde...
Ben akli dengesini kaybeden biriysem ve abuk sabuk şeyler yazmışsam, siz de oradan çıkar, aksini iddia edersiniz. Fikriniz taraftar bulur veya bulmaz. O, sizin yetenek, bilgi ve en çok idrakinize bağlıdır.
Anlayamıyorsanız, ben anlattığımda dahi anlayamıyorsanız ve herkes anlamış ve kabul etmişse, sizde bir sorun var demektir. Sürekli eleştiri makamında oturmayın da bir de özeleştiri yapmayı deneyin.
'Yegane nokta-i rüyet iken görmez kendini dide bile!' demiş Peyami SAFA.
Anladınız siz ama yine de açıklayayım. Anlamayanlar olabilir. Bizi okuyan küçük yaşta insanlar da var. Çocuklar, gençler...
'Tek görüş noktası iken göz bile kendisini görmez.'
Biliyor musunuz, artık akıl hastalarına bir şeyler yazdırıyorlar. İçlerinde roman bile yazanlar var. Doktorlar, onların sorunlarını, yazdıklarından bulup açığa çıkarıyorlar. Çünkü insan, ne yazarsa yazsın, bir süre sonra kendisini yazmaya başlar. Yani şuur altındakileri...
Şairler, ruhlarının girdaplarına kapılarak okyanuslarının çok derinlere inerler. İşte oralardaki midyelerin içine saklarlar incileri. Benim bulup çıkardıklarım onlardır.
Belki farkındalar veya değiller ama neler neler yazarlar, yazıverirlşer o ilham sarhoşluğu geldiğinde! İşte ben onları da yakalar, kendilerine sunarım. Çünkü yazma işi, hele hele şiir yazma işi, tamamem iç dünyanın aktarımı; kişinin yastık kılıfı gibi ters yüz oluşudur.
Şimdi söz sizin... Buyrun...
Size yakışanı yaparak güzel bir örnek sergilediniz. Kimseye hesap vermek zorunda değilim! Bu zamana kadar bu tür sataşmalara cevap vermek gereği duymadım, seviyeme almadım. Fakat siz, çok eski arkadaşlarımdan, saygı duyduğum bir insansınız, o nedenle yazdım.
İlkin kızmadım. Sevgiler, saygılar gönderdim ama ısrarla suçladığınızı görünce tepemin tası attı!.. ne saygı kaldı ne sevgi... İyi ki hemen yazdınız. Aksi halde gerçekten üzülecektim. ben de sizi kaybetmek istemem.
Tazelenen Saygılar ve Eski Sevgilerle..
Bu şiir ile ilgili 83 tane yorum bulunmakta