Sunderbans Şiiri - Akın Akça

Desen, binbir gece masalı bin beden.
Tanırım o bengal kaplanının gözleri, kolum kanadım’da;
Kuşlar desen, her biri kuğu ve kuğuların her biri
kır çiçeklerine uhu kuşlara …
:Dediği gibi belki de malum felsefenin;
Döndük dolaştık kuştan kuşa vardık
Sonsuzdan sonsuza, rüyadan yaşama ve yaşamdan ölüme ve sonra gene doğmak
Bharatpur Kuş-Kutsal Alanı’nda, Kuş Kut/salı’nda.
Kuğulu Park’ta da var aynı susamsal puhu.
Ve şu tekne resimleri ve naylona plastik tente altlarına turist ağırlayıcılar,
Akçay Erdek’teki o köprü veya her neyse köprüler’de de görülmüştü.
Leylekler de bir başka kuş türü.
Tamamen sulaktan çeltiğe çevrilen,
Belki de kendiliğinden dönüşen elverişli alanlar;
Leylekler bu müjdeyi müjdelediğinden
Hindistan’da uğurlu sayılırlar…
Yeterince uğurlu mu, İnek gibi kutsalı? Konya çöle mi döndü.
Çıkalım hadi bre yağmur dansına! () !
Meksika’nın ve İspanyol matador boğası,
Kutsal’ın kurbanlık koyunları mı şenliğe çıkmış adı
-hiç olmazsa doyursun bari açı bilaçı…

Bir milyon hektarlık bu orman Sunderbans’ında;
Garip bir balans yakalanmış,
Gerine gerine geziniyor son kalan kalıp-kaplanlar da.
Kraliyetin öncülü gibi birkaç semirtilmiş ön diş;
Kükremeyle karışık, bir esneme -nihayeti.
Rahatlamış mısın, mutlu musun?
Kazaranga safarisinde, bir de safari külahlı, fillerin üstünde turladın;
Kerala ise Hindistan’ın güneyinde,
Orda da ulusal plajları ile kokonat ağaçları falan gördün.
Kerala ve Rajasthan; Kazaranga Ulusal
Ve Jim Corbett Ulusal Parklarında vahşi hayat safarisi.
Filleri Periyar, Rhinoceroslarıysa Kazaranga
Ulusal Parklarında ağırladın uzaktan (y) akına gelip;
Turnalar gerçekten Bharatpur
Kuş Kutsalı’nda seni beklemekteydi …
Kaplanlar, leoparlar, kobralar ile pitonlar,
Rhino Gergedan ve filler, turnalar,
Nilgiri tahr, kokonat, çeltik, Ganj ve diğer canlılar…

Hatta daha iyisini, hakkıyla;
Hoş, Tübitak vs. de hatmeder ya…
:Öyle bir ulusal park ki,
Bizim Kaz Dağları gibi bir büyük doğal alan karmaşası;
Bozamadık hala nasılsa heyhat!
biz bozmak için uğraşaduralım
Kanadalı fok avcısı-beyzbol sopalı armatör’ün siyanürle vesaireyle,
Yolarken tavuğu horozu, sankimiş grip vesilesiyle,
Bengalli çiftçisi hala biliyor leyleğin değerini
Veya yosunu neyin tarlada kemirip yediğini…
Beyaz ya da normalize bengal kaplanı, kırmızı panda ve gibbon.
Dünyanın en derin mağarası
Abhazya’dan Krubera, gibi bir büyükçe orman
Ancak deltanın küçükten bir parçası,
Evrendeki yayılmış habitat krokodili gökadalar gibi.
‘İsmiyle münasip Jim Corbett’ neree TacMahal nereye, Jim Courier
Pete Sampras düşmanı
Olacak kadar plan program’sızcasına hırslı,
‘Blok duvarı sıvacısı ki üniformalı ve ama sahte SS
futbolcu Sammer’den de daha içe bükey.
Göller çekilmiş gari, nehirler dursun bari.
Şapka tiki nere Jim, raket tiki tenisçi pivotun ise neyse idi.
Gerçekçilik, ve yaratı ve zevk için hayalgücü;
İyi, tamam, aksini kim dedi ki…

Hangisi kadın ya da erkek seçmek çok zor,ScorpiorAries;
Ölü göz ölü bakar ama, balığın ruhu ve
Öfkesi Ve bengal kaplanının da gözleri (n) efesi…
:Rhinoceros’ entering the inner side
With Sunderbans Bengal royal tiger and crane.
Thru suburban, Where’s raven, Poe?
Still and don’t see anymore…
Or is it only hidden –instead of hiding herself?
Because in world, zodiac is not us.
Cangıl gibi bir yerlerdeyim çılbır, canım!
Çalılıkları aralamaya çalışan bir ‘iki pençe’ ve bunları taşıyan eller
Ama burası ne Afrika ne Latin Amerika ne Hindistan
Ne de Asya kıtası kadar tanırım
Şu önümde uzanan yakalamaya çalıştığım fecrin uyku.
Duy ya da duyma ya da zaten bakıyorsundur, sadece seninle.

Bir oyun parkı düşünelim betonlar arasında
Ama kum havuzundan plastik kova ve kürekleriyle
Çamur yontan çocuklar plastrin ifşa ediyor, inşa
Ve sonra bunları küre kuleler şeklinde göğe dikecekler,
Serptikleri tohumlar yıldızlar varedecek
Işıklarında gözbebeklerin, anlık karar verişlerde…
Demek yerdeki insan ve gök bir, demek ölüm ve yaşam da
Aracı oluyor şu hayatta karşımıza gelenlerin …
Ve ama bazen karşımıza çıkanlarla kendimizi ayırmamız gerekir,
Bazen de tam tersi; bilinç dolmak lazım!
Sessizliğin içinde “ele aldım” demek Aşık Veysel-saz’ı! ...
Filler ve gergedanlar sırtında az yukarda yüzen hayali ev,
Kaplanla kırmızı gülün papatyada kar topu oynadığı.
Japon olanlar ellerinde fotoğraf makinaları getirebilirler,
Doğal parkı fazla turist doldurmayın!
İçlerine doğru girmek gerekecek ormanın,
Delta sakininin bile tehlikeden çekindiği …

Hindunun gökyüzünde cennete aktığı,
Arınıp, ritüelde; belki de Orta Asya bozkırı, Conan Hiborya’dan Kimmeryalı ve fiyort.
Ki yarılan Kızıldeniz gözü’nde mumya,
ve timsahın karnı burnunda göbek bağı
Bollywood’un günah çıkartma kabinini saklayan suda
Ve Meksikalı matadorun boğayı yönlendiren
Bir avuç değneğe iliştirilmiş muletasında..
Ülkenin en büyük deltasında koşturan,
Hareket halinde, sarı, siyah ve beyaz şeritli şekiller.
Sakallı Ganj, kirli gösterilsen de sakın buharlaşma havaya!
Git de biraz da Katmandu ol, Xanadu’da Mandrake, Nepal Gel:
aralarda olmak iyi de, öylesine bir meraktan,hatta kabullenişten,
Çok öte bir ileriye gidiş kopya dışı’cılık, Kashmir! …
Beklersen beklersin, durmaz gidersen girişkensindir.
Ne görüyorum şu ileride! yoksa bir ateş
Belirtisi ve bir çöp kibrit
Mi o, ormanların içindeki nehirlerde
Timsahların bile çamurda yanmaya uğramadığı terke…
Ama taştan sürtünüp yanmıştı mağra adamının sırtında çakıl-aşırı;
Sırtına akrep yapışmış Timsah da bundan böyle, ve ama kendi özünde de.
Ve kör ahtapotun, sanal bir yön bulamayışı...
Belki bir kere dışında;
Garip bir şekil, öylece durdu ve hiç hareket etmedi.
Nedir bunlar, bilindiğinde
Eğer ki bilinmeyenler görüldüyse,
Hep harekete geçilirse ki dokunuluyorsa…