Kilitlendi dudaklar, kelimeler hapsoldu.
bakışlar anlatıyor onların yapamadığını.
düşünceler aldı başını gidiyor.
bilinmezliğe, eskiye...
'hatırlıyormusun o günü? ' cümlesi hiç yabancı gelmiyor.
çünkü hep eskiler konuşuluyor.
heran aklığına karalar düşüyor kağıtların.
ne yazdığını, çizdiğini bilmeyen insanların kalemleriyle.
kah dalgın bakışların vurdumduymazlığıyla uzanıyor eller kaleme,
kah işe yaramazlığın, boşluğun, sıkıntının...
veyahut,
utangaclıgın alameti oluyor karalamalar.
Günbatımı...
yine aydınlıklar ulaştı karanlığa.
son demi gün ışığının.
kayboldu...kaybolacak.
umutlar kaybolmadı.
henüz diri ve ayakta.
Bir iyilik et bugün kendine.
dillendir suskun bıraktığın ne varsa,
vur dağıt yerlere...
Bırak "şer" görenler uzaklaşsın,
"hayr" görenler yanında olsun...
Sarmaya çalıştığım halde kapanmayan yaralar,
Gülüp geçemediğim anlar,
veripte tutamadığım sözler,
çok isteyipte gidemediğim yollar,
ve en çokta dillendiremediğim cümleler...
yol veriyorum hepinize...
Yollara düştüm, sabahın 5'i...
zifiri karanlık, gözgözü görmüyor.
soluk, puslu bir hava...
bazı evlerin bacalarında tüten cılız bir duman.
ben gibi uyananlar var belli ki.
ama ben yollarda, onlar henüz evlerinde.
Hala yazıyorum...
Hala iyi çizemiyorum...
Hala çilekli çukulatayı çok seviyorum ve hala ekmeğin kenarını koparıyorum.
ama adımlarım daha da çelimsiz...çünkü artık yanlız yürümüyorum.
Hala her yağmurda çıkıyor seyrediyorum ve sokağın başına bakıyorum.
Hala hatırlıyorum...
Nefes...
Aldım...
Verdim..
Acı, tatlı...yıllar geçti bir nefeste.
ama nedendir?
Gülüşlerim hala acılı!
Aklım kalbime hükmetme telaşında,
kalbim zincirlerini kırma peşinde.
Ayaklarım özgürmüş.
Hıh!
Yolları, semtleri, evleri ayırmak kolay da,
kalpleri ayırmak mümkün mü?
resimleri, notları silip, yaşanmışlıkları silmek?
eşyaları attığımız gibi yüreğimizdekileri atmak?
İster sev, ister sevme...
her son acı, her son kırıcı, her son unutulmazdır.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!