Suna Doğanay İle Röportaj

Suna Doğanay
Hayattayım, yaşamak ne güzel şey.-Ordu-
128

ŞİİR


5

TAKİPÇİ

Suna Doğanay İle Röportaj

Suna DOĞANAY İle ROPÖRTAJ

Şair; kimi zaman içindeki çocuğu izleyerek yazar duygularını. Günlük hayatın sıradanlığını zihnimizde berraklaştırıp düşüncelere
sevkeder. Yazdığı şiirler, okuyucuyu kalbinden yakalayarak, duyguların ayak izlerini takip ettirir. Kimi zaman da, derin duyguların
içerisine çekerek kendisiyle ağlatır ki, yazdığı şiirin asırlar öncesinden geldiği hissini uyandırır. Yada vuslatları hayal ederek,
yarınların mutlu tablosunu çizdirir kendi elleriyle okuyucuya...
İşte bunlardan biri de sayın Suna DOĞANAY...
Antoloji şiir ve edebiyat sitesinin değerli şairlerinden sayın Suna DOĞANAY bu ayki sayımızın konuğu. Kendisiyle şiir ve edebiyat
üzerine bir söyleşi yapma teklifimizi kabul ettiği için, teşekkür ediyorum ve ilk sorumu soruyorum.

Turan ORAK: Gerek basılı, gerekse de internet üzerinden yayın yapan bir çok dergiler gibi, Şiir Perisi Grubumuzun da yayın
organı olan SEZA Şiir ve Edebiyat Dergisi bulunmakta ve bu dergimiz aylık yayın yapmaktadır.
Size göre, internet üzerinden yayın yapan dergiler amacına ulaşa biliyor mu?
Suna DOĞANAY: Aslında ulaşıyor. Ben ulaşamıyorum dergiye ama bu benden ve elimin altındaki eski bilgisayardan
kaynaklanıyor. Ayrıca seza dergisi çok güzel ve bayağı emek verilmiş. Bir kere oğlum açmıştı. O gün baktım.

Turan ORAK: Peki, gerek dergimizde olsun, gerekse de Şiir Perisi Grubumuzda olsun, ''ben olsaydım, şunu yapardım.'' diye
düşündüğünüz bir şey var mı?

Suna DOĞANAY: Şöyle birşey düşündüğüm oldu. Dergide veya grupta. Ünlü şairlerin ölüm yıldönümlerinde tanıtıcı şiirler.
Zaman zaman ünlü kimliklerden gelen güzel sözler. Grupta şairleri tanımak amacıyla gün içinde alfabetik sıra ile birkaç şairin en
beğenilen şiirleri yayınlanabilir. Hatta o gün üyeler o şiirler hakkında düşüncelerini yazabilir.

Turan ORAK: Çok güzel bir düşünce bence! Hatta, grubumuzu ilk kurduğumuz günlerde, sizin bu düşüncenizle bağdaşan bir
çalışmamız vardı ve uzun süre de devam etmiştik bu çalışmaya. Üç günde bir, ünlü bir şairimizin hayatını ve şiirlerini
grubumuzdaki üyelerimizle paylaşıyorduk. Şiir adına çok şey öğrenmiştik bu çalışmamız sayesinde.
Madem ki konu şiire dayandı, o halde size şöyle bir soru sormak istiyorum. Sizce şiir nedir veya ne değildir?

Suna DOĞANAY: Şiir nedir? Şiir duygudur, şiir mesajdır, inceliktir.
Şiir ne değildir? Şiir siyaset değildir. Şiir müstehcenlik değildir. Bu tür şiirleri sevmiyorum. Küfür ve sataşma değildir. Bunlar şiiri
çirkinleştiriyor.

Turan ORAK: Çok kısa ve net cevaplar veriyorsunuz. Bu da daha fazla soru sormamı gerektirecek sanırım.
Biraz kendinizden bahseder misiniz bize? Yani Suna DOĞANAY kimdir?

Suna DOĞANAY: Suna Doğanay kimdir? Onu ben bile tanıyamıyorum. Evli ve üç çocuk annesiyim. Bilindiği gibi emekli
öğretmenim. Mesleğimi ilkokul yıllarında başlayan bir aşkla sevdim. Mahallede arkadaşlarımı sıraya dizerek, onlara yürüyüşler
yaptırdığım günlerle başladı öğretmenliğim. İlk öğrencim ise rahmetli annemdir. Giresun Kız İlköğretmen Okulu'nu pek başarı ile
olmasa da bitirdim işte. Ama mesleğimde hep aranan bir öğretmen oldum. Halâ okulda beni söylüyorlarmış. Şiir aşkım, ortaokul
yıllarına rastlar. Ama o şiirlerimin hepsini kaybettim. Anılar, öyküler yazdım, hiç yayınlamadım. Öğretmenliğimin ikinci yılında Milli
Eğitim'in açtığı 'Anı yarışmasında dereceye girerek üç tane Halide Edip Adıvar kitabı kazandım. Mesleki başarılarım takdirle
ödüllendirilmemi sağladı. Çalışma hayatım sırasında dürüstlüğüm ve mertliğim sayesinde pek çok dost edindim, düşündüklerimi
asla saklamadım, anında söyledim ve söylemeye devam ediyorum. Elimde değil. Sevenlerim beni geç anlıyor ama tanıdıktan
sonra bir daha terketmiyor.
Sade bir yaşantım, çok sevdiğim ailem ve şiirlerimle hayatımı sürdürmeye çalışıyorum.
Turan ORAK: Kendinizi ve o güzel yüreğinizi çok iyi tanıttınız bizlere. Teşekkür ederim. Şiirlerinizde daha çok sosyal içerikli
konuları ele alıyorsunuz. Bunları yazarken duygularınızı anlıyor gibiyim. Ama yine de okuyucularımız için de sormak istyiyorum.
Bu şiirleri yazmanızdaki amaç nedir ve hangi duygularla yazıyorsunuz?

Suna DOĞANAY: Ülkesini çok seven bir insanım. Haksızlıklar karşısında eğilmeyi sevmiyorum. Aksine isyan etmek geliyor
içimden. İsyan ettiğim zamanlar da oldu ama hep verdiğim mücadelelerde tek kaldım. Nasreddin Hoca'nın fil misali. Fillerle ilgili
bir fıkrası vardır ya, onun gibi. Yıllarımı çocuklar arasında geçirdim. Onların çaresizlikleriyle yoğruldum. Nice çirkinliklere şahit
oldum, nice çaresizliklere. Gidebileceğim yere kadar gittim, çözüm için. Tıkandığı yerde kaldım. Çünkü benim de bir ailem ve
benden sevgi, bilgi bekleyen çocuklarım vardı. Onları düşünmek zorundaydım. Her istediğim, dilediğim yönde gerçekleşmedi.
Yenilgiyi de kabullenemiyorum. İşte bu yüzden şiirlerime sığındım.İşte bu yüzden dilimin döndüğünce toplumsal şiirler yazmaya
çalışıyorum. Suya sabuna dokunmadan.

Turan ORAK: Bence üzerinize düşenin fazlasını yapıyorsunuz. Sadece bu yazdıklarınızı okuyup geçenler de var maalesef.
Neyse; biz söyleşimize devam edelim her şeye rağmen! ...
İster Türk edebiyatından olsun, ister Dünya edebiyatından olsun, şiirlerinden etkilendiğiniz şairler kimlerdir?

Suna DOĞANAY: Pek çok şairin şiirlerini okudum, okumaya devam ediyorum. Ancak; benim için şairin kimliği önemli değil. Çok ünlü şairlerin
beğenmediğim şiirleri de olabiliyor. Neruda, Faruk Nafız, Cahit Sıtkı, Nazım Hikmet, Ataol Behramoğlu, Atilla İlhan en çok
okuduğum şairlerdir.Ama hiçbir şiiri (kendiminkiler de dahil) ezberleyemem. En çok etkilendiğim şiirler;
Mezarcı-F. Nafız Çamlıbel
Otuzbeş Yaş-Cahit Sıtkı Tarancı
Dilenci-Dr. Erdoğan Artun
Orhan Veli şiirlerini de zevkle okurum.Şu anda aklıma gelmeyen pek çok şiir var etkilendiğim. Dedim ya, şair değil, şiirin akışı
önemli benim için. Kulağıma seslenişi, yüreğimde bıraktığı iz önemli.
Turan ORAK: Çok iyi anlıyorum...
Sizi anlatan eserleriniz (şiir veya başka bir edebi eser) var mı, yani Suna DOĞANAY'ı anlatan bir eser var mı? Varsa hangileridir?
Suna DOĞANAY: Yıllar boyu süren pek çok çalışmam oldu. Öykü, deneme hatta anılar. Hiçbirini yayınlamadım. Her yazdığıma
kendimden elbette. Ama şunu söyleyemem: Şu şiir veya öykü, deneme, anı her ne olursa olsun tamamen beni anlatır.
Etkilendiğim bir film, çevremde yaşanan olaylar, aile içinde yaşanan olumlu ya da olumsuz birtakım gerçekler çalışmalarıma
yansımıştır. Hayallerim çok geniş. Küçücük bir etkileşimden kendimce farklı senaryolar çıkarabiliyorum. Sanırım çok fazla kitap
okumamdan kaynaklanıyor. Kısacası her yazdığımda; kendimden bir parça sergilenmiştir.
Turan ORAK: Ben Suna DOĞANAY ismini genellikle serbest tarzlarda yazılmış şiirlerin altında buluyorum. Bu tarzda kendinizi
bulduğunuza mı inanıyorsunuz yoksa, şiirde bir tarz yakaladığınıza mı inanıyorsunuz. İnanıyorsanız hangi tarzda yazıyorsunuz,
veya kendiniz için benimsediğiniz şiir türü hangisidir?

Suna DOĞANAY: Şiirde serbest çalışmayı seviyorum. Hece şiirlerini daha çok şarkılara yakıştırırım. Ya da destan gibi
düşünürüm. Kesin bir tarz yakaladım diyemem. Henüz yolun çok başındayım. Romantik, hüzünlü şiirler daha çok ilgimi çekiyor.
Genelde yazdıklarım da bu yöndedir. Sanırım serbest şiir yazma isteğim ağırlıklı olacak.

Turan ORAK: Şimdi konumuz üzerine başka bir soruya geçiyorum. Gerçi daldan dala atlıyorum ama, Sizce, internetin şiire ve
edebiyata bir faydası var mı, yoksa basılı yayınlarda kalması daha mı doğru olacak? İnternetin, basılı yayınlara olumlu veya
olumsuz etkisi var mı, varsa ne gibi etkileri görebiliyorsunuz? Konumuz edebiyat ve şiir olduğu için şiire ve edebiyata indirgedim.
Oysa genel anlamda da bu konu tartışılabilir kanımca. Ama ben sadece şiir ve edebiyat penceresinden bu konuya bakmanızı ve
düşüncelerinizi öğrenmek istiyorum.

Suna DOĞANAY: İnternet doğru yönde kullanılırsa edebiyata büyük katkıları olacak. Evimizde tüm şairlerin eserlerini
bulunduramayız. İnternete girince herbiri istediğimiz anda önümüze geliyor. Dolayısıyla daha fazla okuma imkanı, daha fazla
farklı şiirle karşılaşabiliyoruz. Üstelik ustalardan gelen eleştirilerle bilgiler tazeleniyor hatta yeni bilgiler ediniyoruz. Böylece bir
sonraki şiirde daha az hata yapıyoruz.
Basılı yayınları olumsuz etkilediği bir gerçektir. Ama ben yine de kitap kokusunu hiçbirşeye değişmem. Kişisel görüşüm, herkese
göre değişir.İnternet olumlu ve olumsuz yönde basılı yayınları mutlaka etkiler. Adını duymadığımız birçok edebiyatçıyı tanıma,
eserlerin reklamı yönünden olumlu olduğu düşüncesindeyim. Ancak tüm yayınları internette bulduğumuz için kitap satışlarını
olumsuz yönde etkileyebilir.
Basılı yayınlar kalmalı. Bir kitabı eline alıp okumanın keyfini internette yakalayamayız. Ben bir kitabı okurken onunla adeta
özdeşleşiyorum. Sıcacık bir dost gibi. Kitap ellerimin arasındayken, kahramanları kendime daha yakın hissediyorum.Olayları
onlarla birlikte yaşıyorum. İnternette o ruhu yakalayamadım.

Turan ORAK: Peki, Suna DOĞANAY'ın şiirde varmak istediği bir hedefi veya hedefleri var mı? Varsa, bizlere bu hedef veya
hedefleri açıklar mısınız?

Suna DOĞANAY: Yazmayı çok seviyorum. Her fırsatta yazdım, son nefesime kadar da yazacağım, imkanlar dahilinde. 'Birgün
ünlü bir şair olurum' düşüncesinde değilim. Ancak; en güzel şiirimi yazma sevdasındayım. Ne zaman, nasıl bilemem ama bunu başarmak
istiyorum. Yazdıklarımı bir kitap halinde toplayıp kitaplığımda görmek en büyük arzumdur. Kısmet olursa bunu da
yapacağım.

Turan ORAK: Emekli bir öğretmen ve şiir sevdalısı olarak, sizin gibi şiire sevdalı genç şairlerimize ne önerirsiniz?

Suna DOĞANAY: Ömrüm yazmakla geçti. Elimden kalem hiç düşmedi diyebilirim. Şu anda bile okula giden, benden yardım
isteyen çocuklara kaynak kitaplar veriyorum, yol göstermeye çalışıyorum. Emekli olmakla öğretmenlik bitmez. Mezara kadar
sürecek öğretmenlik. Şiiri seven, şiire gönül veren genç kardeşlerime diyorum ki; çok okuyun. Şiiri araç olarak değil, amaç olarak
kullanın.Yazdıklarınızla verdiğiniz mesajı iyi düşünün. Şairin kalbi büyüktür, büyük olmalıdır. Şiiriniz okunsun, okunmasın, bunlar
önemli değil bence. Gün gelecek, yazdıklarınız gönüllerde yerini bulacaktır. Sabırlı olun. Yazdıklarınızı tekrar tekrar okuyun.
Başkalarının şiirlerinin etkisinde kalmayın.'En çok sevilen şey onurdur.' Unutmayın. Her duyduğunuz, her okuduğunuz ilginç
sözleri bir yere not edin. İlham kaynağı olacaktır. Bir cümleden neler çıkacak göreceksiniz. Tüm gönül dostlarıma başarılar
diliyorum.

Turan ORAK: Son olarak söylemek istediğiniz bir şey var mı?

Suna DOĞANAY: Söyleşi için yorulan, grubumuzun baş mimarlarından biri olan can dostum, kardeşim Turan ORAK
beyefendiye bana sabır gösterdiği için teşekkür ediyorum. Şiir Perisi Grubumuza ve aylık yayın organı olan SEZA Şiir ve Edebiyat
Dergisine çalışmalarında başarılar dilerim.
Selam ve sevgilerimle.
Suna Doğanay

Turan ORAK: Asıl ben teşekkür ediyorum size. Şiir Perisi Grubumuz adına ve aylık yayın organı olan SEZA Şiir ve Edebiyat
Dergisi adına, bu tatlı ve faydalı söyleşiyi yapma fırsatını verdiğiniz için ve değerli zammanınızı bizlere ayırdığınız için.
Son olarak çok sevdiğim bir şiirinizle bu söyleşimizi noktalamak istiyorum...

Bir Çocuk Ağlıyordu
Akşamın dar bir vakti...

Markete giderken annesi,
Takıldı eteklerine bir karış gölgesi.
Keman çalan bebeklerde kaldı gözü,
Küçük bir çocuk yüzü..
Ağlıyordu...

Ay vardı, yıldız vardı,
Gelirken, minik gözlerinde.
Acının derin çığlıkları vurdu yüzüne,
Nasıl mutluydu, nasıl da umutluydu oysa,
Kimbilir, hangi düşlerde kaldı yüreği,
Umutlanmıştı.
Okşarken saçlarını annesi..

Bir çocuk ağlıyordu marketin önünde,
Sonra yağmur vurdu omuzlarına,
Dört gözle kollarken,marketin keyfini,
Gözleri, insafsız cüzdanda gezindi...
Hayaller kurdu belki de,
Oyuncakların her birinde...

İtti elinin tersiyle,
Eğildi kaldırdı sonra, yere düşen bebeği.
Sıska parmaklarıyla okşarken,
İçinden gizlice ninniler söyledi..

Kara bir yel esti rafa kaldırıken,
Yıkım dalgası vurdu, kar fırtınası.
Çocukluğun küskün sesine.
Dönüp baktı, ürkek ürkek..
'Seni asla unutmayacağım'..
Dercesine..

Kaçımız ağladık, hırçın bir deniz gibi,
Kimbilir kaç kere,isteyip de,
Alınmayan oyuncağın ardından.
Hala kaç çocuk ağlıyordur, kimbilir...

Karanlığın yuttuğu sokaklardan..
Bekledi..bekledi...
yine boş döndü eli.
Marketin önünde bir çocuk,
Ağlıyordu, gözleri boncuk boncuk..

Suna Doğanay

Turan Orak

Suna Doğanay
Kayıt Tarihi : 1.7.2006 17:50:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Bu röportaj Seza Dergisi için sayın Turan Orak beyefendinin katkılarıyla gerçekleştirilmiştir. Röportajda basılı hiç eserim olmadığını söylemiştim ama şimdi var. 'Nehirler de Susar' adlı bir şiir kitabım oldu.

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Uğur Gümüşdere
    Uğur Gümüşdere

    paylaşımların için teşekkürler............ince mesajlar çıkarılası dersler yürekten çıkanlarla mükemmel bir röpartaj.................tebrikler şiir için.............

    Cevap Yaz
  • Meryem Aslan
    Meryem Aslan

    Canım Hocamı burda bulmak ne güzel ne gurur verici Tanrım
    ben nasıl memnun oldum nasıl sevindim güzel yürekli hocam seni daha kapsamlı tanımak şerefine eriştiğim için çok mutluyum iyi ki varsın seni çokkkkkk seviyorummm

    Selamlar sevgiler saygılar gönül dolusu sevgi çiçeklerimi bıraktım buraya hadi al ellerinden öpsün

    Cevap Yaz
  • Fatma Çağlayan
    Fatma Çağlayan

    Keyifle okudum.
    Yüreklerinize saglik.tebrikler.sevgiler

    Cevap Yaz
  • İshak Özlü
    İshak Özlü

    Bu röportaj sayesinde sizi yakınen tanıma fırsatı bulduk.Sevgili Turan ORAK kardeşimiz vesile olduğu için kendisine teşekkür ediyor ve SEZA dergisinin Şiir ve Şaire katkılarının artarak sürmesini temenni ediyorum.Selam ve saygılarımla.

    Cevap Yaz
  • İrfan Yılmaz
    İrfan Yılmaz



    Sevgili Kardeşim Kardeşim Suna Doğanay:

    Paylaşımınız için teşekkür ederim. Şiir apayrı bir güzellikteydi.

    Tebrik ediyor ve başarılarınızın devamını diliyorum.

    Her şey gönlünüzce olsun.
    Sevgi ve saygılarımla.

    Dr. İrfan Yılmaz.-TEKİRDAĞ.


    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (24)

Suna Doğanay