Hayatım anonimleşiyor…
Kapıldım gidiyorum,
Bir bilinmezlik tufanına.
Zirveden dibe çakılıyorum
Her defasında…
Bir gün Everest Dağı’nda,
Yüreğim acılara gebe
Sancısı tutar her gece
Ne çok büyütmüşüm içimde
Miadını aşmış çoktan
Doğmak bilmez bir türlü
Kanar durur sadece.
İçimdekine veda ettim bu gece
Dışarda gök gürültülü sağanak…
Yerim kalmadı sığınacak
Üstüm başım aşk içinde…
Ne zamandan beri
Tuzlu akar oldu bu yağmurlar?
Biten bir cümleye
Tek nokta konur.
Bitmeyenlere üç nokta…
Sen benim
İki noktayla son bulan cümlemsin.
Bittiği halde,
Yine kış geldi baksana
Bu kaçıncı sonbaharın bitişi?
Eylül, ekim derken kasım geçti
Bir kapı aralığında
Bekler dururum dönmeni.
Dakikalardan saat oldu
Siyah bir kefene sardılar maviyi
Kim kaldıracak cenazeyi?
Herkes savrulmuş bir tarafa
Ne zaman geçecek bu fırtına?
Geçmiş zaman diliminde
Geçmemiş bir türlü kederi
Gidişin diyorum;
Yangını ateşle söndürmeye çalışmak gibiydi.
Yüreğim alev aldıkça
Gözyaşlarımı serptim üzerine
Benzin misali,
Ortalığı tarumar etti.
Biz zamanlama hatasıydık
Sen geç kaldın bana,
Ben erken geldim sana.
Orta yolu bir türlü bulamadık.
Farklı yönlere estik sonra
Sen poyraz oldun ben lodos…




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!