Has bahçe sokağında üstü nakışlı çerge
İçi mavi kirpastan dışı bakır çalığı
Yeşil renkli çadırlar arasında tül perde
Açıversin muhazır yoldan kalabalığı
Yollarında karanfil taze açan çiçekler
Bahçen lale ve sümbül tarhlarıyla süslenir
Servise hazır şimdi enva-i içecekler
Kakma süslü kapında buhurdan tütsülenir
Avludaki kubbeler pırıl pırıl yanmakta
Parlak ışıklarıyla bir bahar güneşinin
Aslını bilmeyenler seni huri sanmakta
Sultanım kibarlıkta dünyada yoktur eşin
Lal çinisi odanda baştanbaşa perdeler
Suya akseden söğüt dalları gibi derin
Duvarda altın kandil tavanda billur fener
Bütün pencerelerin Haliç'e bakar senin
İstanbul bugün senden birçok değer almıştı
Takdir dolu bakışlar arasından geçerken
Sokaklar tıklım tıklım evler tenha kalmıştı
Mihrimahı görmeye gelmişler sabah erken
İnci ve sırma ile işlenmiş eteklerin
Kulağında asılı bir çift murassa küpe
Mücevherli tokalı belindeki kemerin
Seyre çıkan herkesi düşürüyor hayrete
İncecik kollarını örter Kişmir şalları
Omuzunda şelale o ipeksi saçların
En neşeli gününde giyinmişsin alları
Gerdanına dökülür gölgesi ağaçların
Seninle yürüyelim bir saadet evine
Mihmanın olayım ben ikram et kahve buhur
Yollarını gözleyen hayranların sevine
Sensiz sarayda bile inan ki yoktur huzur
Her hâlinle zarifsin şimdi şahane aşka
Mücevherden tacını taşısın da teberdar
Gönlümün sarayında olamaz senden başka
Narin bir meşiyle sen kıldın tahtımda karar
Kayıt Tarihi : 11.9.2022 18:04:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Osmanlı döneminden ilham alınarak yazılmıştır.
Yüreğinize sağlık Cuma hocam
Başarılarınızın devamını diliyorum.??
TÜM YORUMLAR (5)