Bu mübarek vakitte gönlüm dedi ki bana;
Ey nama Ceylanı yar, nazar kılma yabana!
Burda ebedi bir ruh, burda vefa izi var,
Hem cennetin kokusu, hem Mustafa izi var!
Fanusların içinde sanki pırlanta kutu,
haberin var mı taş duvar
demir kapı, kör pencere,
yastığım, ranzam, zincirim
uğruna ölümlere gidip geldiğim,
zulamdaki mahzun resim,
haberin var mı?
Devamını Oku
demir kapı, kör pencere,
yastığım, ranzam, zincirim
uğruna ölümlere gidip geldiğim,
zulamdaki mahzun resim,
haberin var mı?
28 !
lanetli bir gün ama güzel bir ölüm ..
şiir mi? !
Şiir iyi...Lâkin bazı yanlış aktarımları var :
1-'' Ey nama Ceylanı yar '' ne demek...? ben anlıyamadım...Yoksa EY NÂME CEYLANI YAR mı denilmek istenmiş...?
2-'' Nedhinde '' ne demek...? Nedhinde senasında sözcüklerinden yola çıkarak,yoksa METHİNDE senasında= övgüsünde mi denilmek istenmiş...?
3-Sondan dördüncü beyitte (kalıri) kelimesi, KALIR olmalı değil midir...?
Menzilin mübarek, mekanın cennet olsun değerli şairim. Allah (c.c) nin, rahmet ve merhametinin, üzerinde olmasını niyaz ederim. Bu mükemmel şiirindeki uhrevi yaklaşım; İnanıyorum ki, yar ve yardımcınız olacaktır. Huzur içinde yat.
Mecnun böyle bir vefa sunamazdı Leyla'ya,
İşte mübarek ecdat öyle tutkun Mevla'ya!
gelin sahip çıkalım,edelim ahde vefa,
sürelim ebediyyen ahirette de sefa.
Ruhun şad olsun üstad.
Her fani ölümlüdür. Üstadımızın geriye böyle güzel eserler bırakması, onu hayırla ve takdirle anmamıza ve gönlümüzde yaşatmamıza neden oluyor. Allah rahmet etsin, mekanı cennet olsun.
MAŞAALLAH,BAREKALLAH,FETABERAKLLAH
Muhterem şair ve edebiyatçı üstadımızın nadide şiirlerinden birini burada görmek bizleri ziyadedesiyle memnun ve mesrur etti.
Eline,kalemine,gönlüne,ilhamına bereket ve kuvvet.
Şiiri çok manalı,akıcı ve gönül doyurucu buldum. devamını bekleriz.
saygılar,hayırlı çalışmalar.
Site yöneticilerine böyle güzel bir şiiri bizlere takdim ettikleri için ayrıca çok teşekkürler ederiz.
Sultan Ahmet Camii, 1609-1616 yılları arasında sultan I. Ahmet tarafından İstanbul'daki tarihi yarımadada, Mimar Sedefkâr Mehmet Ağa'ya yaptırılmıştır. Cami Mavi, yeşil ve beyaz renkli İznik çinileriyle bezendiği için ve yarım kubbeleri ve büyük kubbesinin içi de gene mavi ağırlıklı kalem işleri ile süslendiği için Avrupalılarca 'Mavi Cami (Blue Mosque)' olarak adlandırılır. Ayasofya'nın 1934 yılında camiden müzeye dönüştürülmesiyle, İstanbul'un ana camisi konumuna ulaşmıştır. Aslında Sultan Ahmet Camisi külliyesiyle birlikte, İstanbul’daki en büyük yapı komplekslerinden biridir. Bu külliye bir cami, medreseler, hünkar kasrı, arasta, dükkânlar, hamam, çeşme, sebiller, türbe, darüşşifa, sıbyan mektebi, imarethane ve kiralık odalardan oluşmaktadır. Bu yapıların bir kısmı günümüze ulaşamamıştır.
Yapının mimari ve sanatsal açıdan dikkate sayan en önemli yanı, 20.000'i aşkın İznik çinisiyle bezenmesidir. Bu çinilerin süslemelerinde sarı ve mavi tonlardaki geleneksel bitki motifleri kullanılmış, yapıyı sadece bir ibadethane olmaktan öteye taşımıştır. Caminin ibadethane bölümü 64 x 72 metre boyutlarındadır. 43 metre yüksekliğindeki merkezi kubbesinin çapı 23,5 metredir. Caminin içi 260 pencereyle aydınlatılmıştır. Yazıları Diyarbakırlı Seyyid Kasım Gubarî tarafından yazılmıştır. Çevresindeki yapılarla birlikte bir külliye oluşturur ve Sultanahmet, Türkiye'nin altı minareli ilk camisidir.
Altı Minarenin Hikayesi ;Efsaneye göre dönemin padişahı I. Ahmet, başta minareleri altından yaptırmak istemiştir. Ama kaplamada kullanılacak olan altının değeri padişahın bütçesini fazlasıyla aşınca, caminin mimarı Sedefkar Mehmet Ağa bu emri güya yanlış işiterek, 'altın' sözcüğünden 'altı' yaparak, camiyi 6 minareli inşa ettirmiştir.
Ancak efsaneler bir kenara, İstanbul'da meydana gelen her büyük olay, her büyük eser, İslam dünyasını yakından ilgilendiriyor ve başlıca konu ediliyordu. Sultan Ahmet Camisi'nin yapılması da hayranlıklar, geniş yankılar uyandırmıştı. Fakat İmparatorluğun bazı eyaletlerinden de itirazlar gelmişti. İtiraz edenler, camiye altı minare yapılması kabe'ye saygısızlık olur diyorlardi. Çünkü o zamanlar altı minaresi olan tek mabed Mekke'de idi. Padişah bu meseleyi bütün İslam alemini memnun edecek bir şekilde halletti: Mekke'ye yedinci minareyi yaptirdi.
Sultan Ahmet Camisi'nin 1895 yılındaki haliMinarelerle alakalı diğer bir husus da, şerefelerdir. Sultanahmet minarelerinin dördü üçer, ikisi de ikişer şerefelidir ve toplam 16 şerefe yapmaktadır ki bu da aynı zamanda Sultan Ahmet'in 16. padişah olduğuna işaret eder. Sultan 1. Ahmed 14. padişah olmasına rağmen aradaki fark Osmanlı Devleti'nin Fetret Devri'ndeki Yıldırım Beyazıt’ın iki oğlu Emir Süleyman ve Musa Çelebi’nin tahta geçmemesine karşın padişah sayılmasındandır.
Caminin içeriye açılan 3 kapısından herhangi birinden girildiğinde dış görünüşü tamamlayan boyama, çini ve vitray camlarının zengin ve renkli süslemeleri ile karşılaşılır. İç mekan büyük bir bütündür; ana ve yan kubbeler geniş sivri kemerlerin dayandığı 4 iri sütun üzerinde yükselir. Caminin içini 3 taraftan çevreleyen balkonların duvarları, yine iznik çinileri ile süslüdür. Bunların yukarısı ve bütün kubbe içleri ise boya işidir. Avlunun batı girişinde ise, demirden ağır bir kordon bulunmaktadır. Bu kordon avluya atıyla giren padişahın kafasını çarpmaması için eğmesini gerektiriyordu. Bu, padişahın bile camiye girerken kendisine çeki düzen vermesi gerektiğini göstermek amaçlı sembolik bir eylemdi.
-Vikipedi-
Katılım edenin verdiği ilhamla devamla:
....
Şöyle düşündün Çin bu işin altında kalmaz
Hareketle tarikat camiyle Çin’i almaz
Madem olmadı dua Amerika’ya ederiz
Ilımlıyız ne olur gelip al bizi deriz
BÖYLE BİR ESERİ ORTAYA ÇIKARMAK GERÇEKTEN ÇOK ZORDUR AZİM VE SABIR İŞİ OLSA GEREK HECE HATASIZ KAFİYE HATASIZ ANLATIM GÜZEL BİZE DE TEBRİK ETMEK DÜŞER
Bu şiir bana şu katılımlı duyguyu verdi.. Şaire, şiire saygıyla..
Döndüm dolaştım Çin’i vurdum başım dizime
Geldim tekrar koyuldum yol Pekin’in izine
Baktım olmadı setinden dönüp baştan başladım
Sebze balık havuç turp Çin bulguru aşladım
Dedim ki kul işidir aslı kopyadan beter
Üç on beş tornayla Çin işi dünyalar Eder
Kısır döngüde kaldım beş on kelime taradım
Dörtler yediler kırklar bak ne kadar çok aradım
Böylelikle nihayet Çin’e şiirle alttan çaktım
Başım döndü bitti bu çilemle suya aktım
Bu şiir ile ilgili 23 tane yorum bulunmakta