Sultan İkinci Abdülhamid Han, Yedi Sekiz ...

Mehmed İhsan Uslu
305

ŞİİR


27

TAKİPÇİ

Sultan İkinci Abdülhamid Han, Yedi Sekiz Hasan Paşa Ve…

...Eski 'Sabah' Gazetesi (Misafir Kalemler) sütununda neşredilmiştir...

Günaydın Gazetesinin Atatürk Yılı Münasebetiyle açmış olduğu bir sütunu vardır. Bu sütun “EVVEL ZAMAN İÇİNDE/1881’den Günümüze Doğru” sütunudur. Bu sütunda Atatürk Yılı başladığı tarihten bu güne Atatürk’ün doğduğu dünyada yaşamış belirli şahsiyetler mevzu edilmekte ve maalesef bir çok hakikatler tahrif edilmek suretiyle okuyucu tabiri caizse, iki cami arasında kalmış bi-namaza döndürülmektedir. Zira bu sütunda yazılanlarla tarihi hakikatler, bazen hatta diyebilirim ki ekseri ahvalde taban tabana bir zıddiyet teşkil etmektedir.

Bu durumda okuyucunun bildikleri ile okudukları birbirine ters düşmekte ve zihni allak bullak olmaktadır. Bununla beraber ne hazindir ki diğer gazeteler gibi Günaydın nam gazetede halka en iyi hizmeti götürdüğü inanç ve kanaattedir.

Her şeyden önce şunu hatırlatmakta fayda mülahaza etmekteyiz ki hakikat her zaman ve her yerde hakikattir ve birdir. Hakikatı söylemedikleri halde söylediklerini ve yazdıklarını iddia edenler ancak kendilerini ve hakikatlerden habersiz olan birkaç kişiyi aldatmış olurlar ki bunun da meyvesi ham ve ömrü kısa olur. Onun içindir ki atalarımız “Yalancının mumu yatsıya kadar yanar” demişlerdir.

Peygamberimizin (S.A.V.) “Doğruyu söyle, acı bile olsa” “Hakkı söylemeyen dilsiz şeytandır” ve “Sizden biriniz bir kötülük görürse, onu eliyle değiştirsin. Eliyle değiştirmeye muktedir olamazsa, diliyle değiştirsin. Diliyle değiştirmeye de gücü yetmezse kalbiyle buğz’etsin. Ki bu imanın en zayıf tabakasıdır.” (Bu son cümleyi, asrımızın büyüklerinden Süleyman Hilmi Silistrevi (K.S.) Hazretleri “Bu imanın kat kat olmuş (katmerleşmiş) halidir” şeklinde tefsir etmişlerdir.) Hadisi Şerifleri mucibince burada bize düşen dilimizin döndüğü ve kalemimizin oynadığı kadar hakikati ifade etmek, bu haksızlığın izalesi için geriye kalanı, derununda mes’uliyet hissi bulunan herkese ve hususiyle “Misafir Kalemler” sütununun genç yazarlarına bırakmaktır.

Günaydın nam gazetede sergilenen bu hak ve hakikat kalpazanlığından sadece bir misal vermek, vaziyeti kavrama bakımından kafidir kanaatindeyim. Adı geçen gazetenin 28 Mart 1981 tarihli nüshasının mahut sütununda, Ulu Hakan Sultan İkinci Abdülhamid Hanın vezirlerinden Yedi Sekiz Hasan Paşadan bahsedilmekte ve şöyle denilmektedir. Aynen alıyorum.

“Yedi Sekiz Hasan Paşa öyle cahildir ki imzasını bile atamaz. Abdülhamid onu “Paşa” yapmıştır. Düşünürler eski Türkçe 7 ve 8 yazarlar. Aralarını çizgi ile birleştirirler. Eski Türkçe “Hasan” olur. Halk ona “Yedi Sekiz Hasan Paşa” adını takmıştır.

İşte imparatorluğun içine düştüğü durumun özeti. Abdülhamid değerli insanları bir bir yok ederken, imzasını atamayan Hasanı, Paşa yapar. Sebep: sadakattir.

Yedi Sekiz Hasan Paşa, sadakatini gösterir. Abdülhamid’i devirmek için Çırağan Sarayını basan Ali Suavi’nin kafasını parçalayarak ayaklanmayı dağıtır.

Mithat Paşa gibi bir değeri boğdurup, imparatorluğu Yedi Sekiz Hasan Paşa’larla yöneten Abdülhamid, 32 yıl saltanatını korudu ama Mısır, Tunus ve Balkanların elden gitmesini, devletin çöküşünü bu kadro ile durduramayacaktır.

Yedi Sekiz Hasan Paşa, yüz yıl öncesi Osmanlı İmparatorluğunun bir sembolüdür.”

Yukarıda görüldüğü üzere, gerçekle uzaktan ve yakından alaka ve münasebeti olmayan bu ve benzeri hezeyanlar, gün begün devam etmekte, ardı arkası kesilmeyen (toleranslı bir ifade ile) bu % 30 hakikat payeli yalanlarla beyinler yıkanmak ve zihinlere ecdat ve Sultan Abdülhamid düşmanlığı empoze edilmek istenmektedir.

Yukarıya aynen aldığımız yazıyı hazırlayan Ferit Öngören’e, bu ve benzeri gerçek dışı hezeyanların mahut gazetede neşredilmesine göz yuman yetkililere sormak gerekiyor.

Bu gün ve bilhassa 12 Eylül harekatından önce yurt çapında anarşi ve huzursuzluk çıkaran ve memleketin temeline dinamit koymak isteyenler, Yedi Sekiz Hasan Paşa gibi cahiller midir yoksa bilmem hangi üniversitenin mezunu veya falan yüksek okuldan terk, diplomalı, ilerici geçinen sözde münevverler mi?

Tarih tekerrürden ibarettir. Değil mi ki gayeleri birdir. Öyleyse o günkülerle bu günküler birdir. Sadece kabuk, şekil ve taktik değiştirmişlerdir.

Herkesin, dil ve kalemiyle, hal ve tavırlarıyla neye ve kime hizmet ettiğini ve kimlerin ekmeğine yağ sürdüğünü bilmesi lazımdır. Ayrıca tarihini bilmeyen bir millet; zevale, yıkılıp yok olmaya mahkumdur. Bu bakımdan her Müslüman Türk ferdinin tarihini bilmesi ve onu tahrif etmek isteyenlere layık oldukları cevabı vermesi, en azından attıkları yalan ve iftiralara aldanmaması en mühim vazifelerinden olmalıdır. Sözlerime Şairler Sultanı Baki’nin bir mısraı ile nihayet veriyorum.

“Bir hakikat kalmasın dünyada nihan”…

04 Nisan1981
Antalya

Mehmed İhsan Uslu
Kayıt Tarihi : 13.8.2007 20:32:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Ümit Kalkan
    Ümit Kalkan

    Merhaba Hocam!
    Hz. Allah bu büyük sultan ve yanında bulunan mücahid komutan ve idarecilere rahmet eylesin. Bizi de şefaatlerine kavuştursun. (amin)
    100+anto.
    Baki Selamlar...

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

Mehmed İhsan Uslu