Bir gönlü bir gönüle bağlar gibi, sultanım
Yeniimaret denen mahallenin dibinde
Tunca’nın üzerine bir köprü oturtmuşsun
Yerini göstererek mimarın Hayrettin’e
Yanına da dev gibi külliye kondurmuşsun
*
Kambersiz düğün olmaz, camisiz de külliye
Diyerek , külliye’ye bir de cami yapmışsın
Yaptırdığın camiye çift minare takarak
Selimiye’ye doğru, Tunca’dan haykırmışsın
*
Kesme taştan örülü yüksek duvarlarıyla
Revaklar üstündeki kurşun kipalarıyla
Avluya hayat veren bütün kurnalarıyla
Yemekhane,medrese ve de darüşşifa’yla
Tunca'ya, tuğra diye külliye'yi vurmuşsun
*
Yemyeşil bir doğanın müthiş görüntüsünde
Sararmış yaprakların sihirli örtüsünde
Şarıl şarıl çağlayan Tunca Suyu önünde
Kuşların, böceklerin ve suyun müziğinde
*
Hekim, ilâç, sazende, hanende eşliğinde
Müzikle ve su ile derde şifa olmuşsun
Bu yüzden sen ölmedin ,yaşayan bir anıtsın
Fatih’in büyük oğlu pir Sultan Bayezıt’sın!
………………….*…………………..
mayıs.2018/Türkiye
Kayıt Tarihi : 8.5.2018 20:39:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Üretilen maddi ve manevi değerlere KÜLTÜR diyoruz. Kültür ürünlerini tanımadan-bilmeden takdire değer yeni buluşlar yapmak gelişmek, ilerlemek zordur.. Mustafa Kemal Atatürk bu gerçeği şöyle dile getirir: "Türk çocuğu ecdadını tanıdıkça büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır.." Bu amaçla yazılmıştır.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!