Sultan Birinci Çelebi Mehmet Han(Gülce-B ...

Feyzullah Kırca
342

ŞİİR


9

TAKİPÇİ

Sultan Birinci Çelebi Mehmet Han(Gülce-Bahçe)

SULTAN BİRİNCİ ÇELEBİ MEHMET HAN(Gülce-Bahçe)

Kahramanlar yatağı, Türk yurdu Anadolu
Birinci Mehmet bir bey, o Beyazıt’ın oğlu
Bin üç yüz seksen dokuz yılı güzünde doğdu
Süleyman şahın kızı, anne Germiyanoğlu
…Devlet Hatun’un börtü böcek su içer elinden
….Küçük oğul Mehmet
…..Küçüklüğünden itibaren
….Devrin en yüksek alimlerinden

Kahramanlar büyüsün masalda dev misali,
Eğilsin öpsün gökler bizim nazlı hilâli...
Olsun ulu devletim devletlerden de âli
Daraldığımız yerde gelsin genişlik hali…
…Dercesine din ve fen ilimlerini
….Kılıç kuşanım ve kullanım yöntemlerini
…..Özen ve itinayla öğrenirde…
…… Bursa Sarayında tamamlar tahsilini

Bin üç yüz doksan üçte, devlet idaresinde
Kazanıp ta tecrübe, hazırlıklı ve zinde
Olmaya görev aldı, Amasya beyliğinde
Sultan Yıldırım babası, Mehmet onun emrinde
…İlk görevinde, etti ilk sancak valiliğini…
….İkinci Osmanlı padişahı Murat Hüdavendigar
…..Kosova Savaşında alınca şahadetini
……Padişahlık babadan oğla yadigar,
…….Babası Beyazıt aldı önce saltanatta yerini
…….Şecaat ve süratinden aldı Yıldırım ismini…
……..Kazandığı nice zaferden sonra

Bin dört yüz iki yılı içersinde
Ankara’daki ihanet dersinde
Yakınları ki; ihanet edenler
Allah onlara, hidayet versin de…

İşte bu en son muharebesinden
Zalim Timur’a esir düşmesinden
Haberdar olan Mehmet en tezinden;
Babadan oğla, sen olsan ne dersin?
…Oturur hemen koltuğuna…
….yoksa dünya, evet dünya
….On bir yıllık fetret devri bilemezdi…
…..İmparatorluk kendiliğinden yürümezdi, büyüyemezdi.
……Osmanlı padişahlarının beşincisi
…….Sultan birinci Mehmet Çelebi
*
‘İlk
Önce
Devleti
Osmaniye,
Onun bekası
Her şeyden öncedir’
Dedi üstün zekâsı…
Devletin birliği için
Büyük mücadeleler verdi.

İlk
Önce
Kardeşi
Süleyman’ı,
Yıl bin dört yüz on
Sessiz ve hemence,
Bin dört yüz on üç ise
Diğer kardeş Musa’yı
Ve de İsa’yı tasfiye etti.
*
Edirne de çıktı tahta
Yol aradı durdu hakta
Dua eder hep dudakta
Rabbim olsun yüzüm akta
…Kolay olsun hesabım
….Güzel olsun hesap günü amelim
…..Dedi çıktı yola…

Osmanlı Devletinin birliğini sağladı
Karaman beyini de esarete çağladı
Sonra etrafındaki beylikleri bağladı
Ona sözünü etti, kesin kez söz bağladı

‘Bir daha Müslüman’a hiç saldırmayacağım
Onları darda görsem yardıma koşacağım
Yücelerde de yüce dağları aşacağım
Ben sana sadık olup, emrinde kalacağım’
…Diyen Karaman beyini azat eyledi.
….Çandar Beyliğini de hakimiyetine alıp,
…..Toprağını da Osmanlıya peyledi.
……Bin dört yüz on beşte
…….Venediklilerle ilk deniz savaşını yapan

‘Bünyemizde birleşsin hak yoldan çıkanlar
Yok olsun hak dururken çok zorbalık yapanlar!
Şeytana köle olup, hep şeytanlık satanlar
Önümde çöksün dize, nice böyle sultanlar! ...’
…Diyen Çelebi Sultan Mehmet han
….Han’ım dedi hanlık eyledi…
…..Bin dört yüz on altı ve de on yedi de
……Avrupa’ya akınlar düzenledi.
*
Büyük zaferler kazandı, Tuna gördü hilali

Bin dört yüz on dokuz da yine geçildi Tuna
Harpte öldü voyvoda tüm Eflak şahit buna
Kardeş geçer yerine Türk’ü kesin bilmeli

Göklere bizim zaferi çizsin kocaman kartal
Yaprağını dökmesin sokaklarında canlar
Bizim felsefemiz bu, belki kardeşi anlar
Olmasın bu düşümüz unutulan bir masal

Dedi sultan çelebi, bu yolda hal eyledi
‘Gönlümde sönmeyen bir fetih sevdası var
Biliyorum bu nesle bu topraklar gelir dar! ’

Bakalım devamında daha neler söyledi:
“Bir gün düşer ölürüm diye derde dalarım
Sahip çıkın mirasa diye selam salarım”
*
Dedi de Türk oğluna devam etti yoluna
Sahip çıktı tahtına vatan bizim oluna
Gelsin diye imana hoş görürdü Rum’u da
Göğüs gerdi isyana, her zaman sak buluna

Hâkim olduğundan beri, ülkesine tek başına
Dikkatle takip ettiği Şeyh Bedrettin isyanına
Bu sinsi ayaklanmaya tezden dur demeyi bildi
Yakalanan isyankâr şeyh, huzuruna getirildi
…Devrin en önemli hadisesi
….Hakkın ve halkın yalancı sesi
…..İslam’a uymayan sapık fikirlerin bahçesi
…...Ulemanın fetvasıyla idam edildi.
*
Yetmedi gardaş, han yolun tutarken
Timur yanında, korkudan pusarken
Gün şafağı da yalayıp yutarken
Çıka geldi belki erken

Adı düzmece Mustafa Çelebi
Kardeşti oda sevdi gözü gibi
Tutmasın dedi devletimin dibi
Yeni verdi hemen erden

Kaçtı sığındı Bizans hakanına
Yakışmadı bu şehzade şanına
Şeytan girmişti mutlaka kanına
Aklı gitti belki serden
*

Bin dört yüz yirmi birdeki
Bu olaydan çok kısa bir süre sonrasında
Yirmi altı mayısın bir bahar havasında
Edirne’de avlıkta avlanma ortasında
Rahatsızlık belirdi Şah Mehmet’in şahsında
…Vefat edeceği sırada
….Lala Beyazıt paşayı çağırdı.
…..Halef olarak yerini oğlu Murat’a ayırdı…
…...‘Bana karşı göstermiş olduğun gibi
……İtaat ve sadakati göster ona da’ dedikten sonra …

‘Amasya’dan Murat’ı tez elden getirmeni
O gelmeden emri hak, bulursa ecel beni
Kargaşa olur aman; oğlum Murat gelmeden
Duyurmayın kimseye, bekletin benim teni’
…Deyip etti de vasiyetini.
….Bir müddet sonra hakka yumdu gözlerini
….. İlk kez bir padişahın ölümü ki;
……Vasiyeti üzere Murat gelene gizlendi

Sonra beyaz kefene, yedi kat kefenlendi
Tekbirlerle cenaze, töreni düzenlendi

Edirne’den Bursa’ya getirilerek naşı
Yeşil Türbe mekânda toprağa döndü başı
Akar hala ora da sevenlerin gözyaşı
Görmeyiz ve bilmeyiz bakarız biz hep şaşı
…Osmanlının ikinci kurucusu, beşinci başı
….Güçlü ve kuvvetliydi, kırardı sıksa taşı
…..Sabırlıydı, azimliydi, sözünün de eriydi
……Sekiz yıllık saltanatı boyunca
…….Allahın dini İslam’ın hizmetindeydi…
*
Küçük büyük demedi, cihat yoluna daldı
Yirmi dört muharebe meydanında can aldı
Kırka yakın yarası beyaz bezle sarıldı
Şahadetin şerbeti, sultan Mehmet’e baldı
…Memleketindeki tüm insanlara refah derdi
….Diğer Müslümanlara da pay verdi
…..Resulallahın mübarek komşularının duasını almak için
…...Onlara hediyeler gönderdi…
……Sürre alayı adı verilen heyetle gönderilen hediyeler;
…….Mekke ve Medine’deki mübarek yerleri imar edeler,
……..Fakirler ve yoksullar yiyeler diye
……… Allah yolunda harcanması için hibeler ederdi…

Memleketin imarına büyük önem veren Sultan,
Bursa'da Yeşil Türbeyle bir cami ve bir medrese
Muhtaca mihrap olmaya imaret aynı adrese
Sıcak bir yuva bulsunda üşüyen olmasın kuldan
…İdi onun tek amacı tek düşüncesi
….Hem de ibadethane ve eğitim yuvası
…..Hakka yükselmenin tecellisi…

Olsunda halkım çıksın Musa gibice Tura
Zulüm yıkılsın gitsin dünya dolsun nura!
Çok ulvi iştir bilsen, bu fikir hakikaten
Onun için Edirne de bir cami ve bedesten
…Amasya’da oğlu Kasım için de bir türbe
….Yaptırdı kısacık saltanatı ömründe…
*
Kasımda başka
Vardı daha evladı
İkinci Murat
Yerine veli ahtı

Diğeri Ahmet
Yusuf’u dahi vardı
Mahmut adında
Muhammed’in adaşı

İki de kızı
Osmanlı kerimesi
Selçuk Hatunla
Fatma da kızlarıydı.

Bilin ey dostlar
Çelebi Sultan Mehmet
Nasıl bir kişi
Ne kadar hünerliydi

Orta boyluydu
Yuvarlakça gözlüydü
Çatık kaşlıydı
Teni de beyazsıydı

Geniş göğüslü
Ve dahi kuvvetliydi
Çokça cesurdu
Gayet hareketliydi

Güreş tutardı
Yay kirişi çekerdi
Başında sarık
Altın işlemeliydi

Kürklü kaftanın
Yakası dikilmeydi
Dimdik dikilip
Afiler dökmeliydi
*
Müslüman halkına hep davrandığı gibi
Hıristiyan’a da Adalet ve hoşgörü
Gösterip değer verdi, yaratandan ötürü
Dışlamadı gel dedi, oda Mevlana gibi…

Kılıcını çekenle mücadeleye durdu
Haykırdı da asrından gelecek asırlara
Allah büyüktür sesi, asıldı rüzgârlara
Müslüman Türk halkına yan bakan başı vurdu

Allahın hak yolunda düşmana kılıç çekti
‘Dört Halifeyi düşün İslam’a hizmet iste
Zerre kadar kötülük koyma beyninde, histe’

Dedi o şiirinde, cesurdu gözü pekti
Unutturmak isterler, ben hala unutmadım
Başaramasam bile, başka bir yol tutmadım
*
…Diye seslenirim bende şimdi ona
….Benim dilimden benim sözümden;
….. Kulak verem, dil verem şiirinin tamamına
Bütün dünya sana düşman olsa bile
Yardımı da ancak Allah’ından dile
……Erenlerden dua ve himmet iste…

Allah’ın yolunda kılıç çek düşmana
Bunun için sen ki niyazda buluna
……..Dört halifeyi hatırla İslam’a hizmet iste…

Ey beyni kötülük dolu şeytan kimsen
Eğer kötülüğe susamış kalbim sen
………Susuzluk çeşmesinden gül şerbeti iste…

Sen geçeni bırak yolunu bırakma
Delikli demirle taştan bile korkma
……….Demiri eritip yok eden Rabbinden kuvvet iste…

Ey Mehmet sakın ki; farklı düşünenden
Muhaliflerinden asla yüz çevirme!
Hep istişare et, dinle söyleyenden
Fikri küçük görüp sala çam devirme!
…………sonra düşmanı yurttan sür, genişlik iste….

Feyzullah Kırca
Akbaşlar köyü / Dursunbey

Feyzullah Kırca
Kayıt Tarihi : 1.6.2010 10:58:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Gülce tarzında çelebiler geçiyor şiirlerinin 4.üncüsü çelebi Mehmet Şiirim. içeriğini kendimce kullandığım İSTE şiiri onun şiiridir. İSTE Cihân hasm olsa Hakk'dan nusret iste Erenlerden duâ ve himmet iste Çalup dîn aşkına a'dâya şemşîr Anûben Çâr-ı Yâr-ı hizmet iste Eğer bed-teşne isen ey bed-endîş Bu teşne çeşmesinden şerbet iste Geçenden geç demür taşdan sakınma Demüri mahvedenden kuvvet iste Çevirme yüz muhâlifden Mehemmed Adûyi arsadan sür vüs'at iste… Çelebi Mehmet Han

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Şemsettin Ağar
    Şemsettin Ağar

    RENGARENK VE HOŞ KOKULU BİR BAHÇEDE GEZİNTİYE ÇIKTIK.KALEME VE KELAMA TEBRİKLER OLSUN.

    Cevap Yaz
  • Ünal Beşkese
    Ünal Beşkese

    Bu sadece bir şiir değil,bir tarih belgesi,büyük bir emek ürünü eserdir Feyzullah Bey,
    Bu emek için,bu eser için teşekkür ederek,şiiri tam puanla,sizi saygıyla kutluyorum,
    Ünal Beşkese

    Cevap Yaz
  • Bayram Erol
    Bayram Erol

    Ecdadımızı rahmetle anarken bu duyarlı dizelerden dolayı sizi yürekten kutluyorum saygılar

    Cevap Yaz
  • Nazlı Nalçacı
    Nazlı Nalçacı

    BİR OSMANLI TORUNU OLMAK GURURLARIN EN BÜYÜĞÜ.+100************

    Cevap Yaz
  • Halil Müftüoğlu
    Halil Müftüoğlu

    Üstadım,muhterem hocam..
    Osmanlının lehinde ne kadar yazılırsa azdır diye düşünüyorum.Bu bağlamda o duygularla mücehhez nesilin yeniden canlanması temennilerimle,sizi bu şiiriniz münasebeti ile tebrik eder selam ve sevgilerimi arz derim.kalınız saadetle

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (17)

Feyzullah Kırca