“Mesken tutmuş Sultan - Baba yüksek tepeyi
, Oraya tırmanmak, insanı zorluyor epeyi,
Osmanlıdan önce, buraya gönüllü gelmiş,
Türk’e yol göstermiş daima, bu ulu derviş,
ONU, SULTANLIĞA yükseltmiş, halkın sevgisi,
Sandukasında gösterilmiş, yüksek mertebesi.
Vaktaki duyurmuş halka, sesini HAKKIN
Türk’ün hilkâti, İslâm’a çok daha yatkın.
Eteğinden, doruğa, tırmanırken, yokuşu,
Etraf kabir dolu, sarar beni bir hûşû,
Hangi kabir taşına baksam, bir fatiha bekler.
BABA ve ONLAR için, HAKKA kalkıyor eller
Bu tepede ne ses, ne sedâ, rüzgardan başka,
Kuşlar zikreder HAKKI, gelerek büyük bir aşka.
Selviler semaya bir hayli boy atmış,
Genci, ihtiyarı toprağa, uzanıp ta yatmış.
Nasıl taşınmış taşlar, nasıl yapılmış türbe?
İnsan hayret ediyor, yüksekliği görünce,
Kuşbakışı görülür, Körfez ve civarı,
Yemyeşil bağları, hele dağları, cennet diyarı.
Kaçıncı gelişim unuttum, belki dokuz, belki on.
Dillerim TANRIDAN, bu ziyaretim olmasın, son!
Bahar, yaz derken, mevsim kış olmuş!
Bacaklarım çekmez belki, ORASI çok yokuş.
Yusuf Cantürk(E.Hv.Kur.Alb.)
Kayıt Tarihi : 17.5.2003 10:10:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!