Dertli yürek bezdi ezik,
Varken soran çoktur dedik,
Yar derdini derdim bildik,
Yalan yanlış var dediler.
Sessiz gene dağlar taşlar,
Ey İstanbul,
Ey İstanbul, yedi tepeli şehir,
Sana gelen bilmem ki neden değişir.
Asyayı avrupaya baglarsın ama,
Benim rüyam sana gelince değişir.
Sen.
Kaç tane var gülüm senden,
Ne yana baksam sen varsın,
Saat seni geçince akşam oluyor,
Saat sana gelince sabahım doğuyor.
Günler geçmiş aylar içinde,
Saklanmış yarınlar duruyor düşümde,
Terk ettim sılayı yanar döşümde,
Yalnızlar diyarına sözüm var şimdi.
Kalk gönül gidelim zamanın geldi,
Bir gerçeğe esir oldum,
Suçlu suçsuz dara durdum,
Yaram azdı tuzla sardım,
Akarsuya karşı yüzesim var.
Deli başım söz dinlemez,
Üşüyorum;
Göz göze gelmedik tanışmadık senle,
Sevdayı tele verdik mızrap sustu sende,
Perdeler küskün ezgiler yetim kaldı gene,
Nefessiz koydun bir canı öfken kime,
Kaçıncı zamansız gidişler bunlar nedir telaşın,
Uykusuzum,
Kavuşamadı kirpiklerim hasretle birbirine,
Biri üstten biri alttan alay ettiler benimle,
En çok da yüreğim kızdı kaderine,
Uykusuzum,
Yaşanmışlarım duruyor hepsi göz bebeğimde,
Vah beni
Kusur benim, ben kusurun içinde,
Yolum uzun yaram azdı döşümde
Maya tutmaz seni gördüm düşümde,
Yar deseydin yerin gönül köşkümde.
Kaybettim çocukluk günlerimi,
Tozlu yollarda kara lastikli hallerimi,
Koynunda sarılarak uyuduğum gecelerimi,
Ağzını doldurarak yavrum diyen sözlerini,
Nasır tutan ellerindeki pamuk şevkatini,
Umudumu, sevincimi, aşkımı sevdamı,
Bakışların kalacak kirpiklerimin hep ucunda,
Sesin çınlayacak belki yalnızlığımda kulaklarımda,
Ve hüzünler kalacak belki, miras yüreğimde,
Yenildim karanlıklara, içimdeki çocukluğuma,
Gidişimi izliyorum zaman tünelinde,
Cenneti gözlerinde gördüm, cehennemi yokluğunda,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!