Sert rüzgarlara kafa tutar bedenim,
Yıkılmaz bir kale, burçlarında çatlaklar,
Kafada iki tahta eksik geçiyor zaman,
Ah!! bir tuta bilsem kollarından,
Erosun derdi neydi vuramadı onu şafağından…
Hep kaderdi yokluğun adı,
Aslen şefkatti eksiliğin tadı,
Solumda kaynayan tarifsiz bir acı,
Bir taam misali pişen yorgun hasret.
Yaralar bizi dost sözü,
Lakin öyle değildir işin özü,
Sırtımızdan vuranın yoktur yüzü,
Neyine güveneyim yalan dünya.
Islatır bedenini yağmur
Kimi zaman sağanak kimi zaman hafifçe serpilir,
İncitmez seni,
Yokluğunda sefalet gelir, varlığında bereket,
Bazen de durmaz hiç adı olur afet.
Çorak topraklar bekler yolunu,
Ses frekanslarının engellere çarparak,
Aramıza tekrar dönmesi sonucu,
Kulaklarımızda bıraktığı tınılı,
Bir o kadarda etkileyici bir olay.
Süratle gidip ikinci bir ses olarak gelmesi,
Yılları ipe dizdik ahir ömrümüzde,
Masalarda bıraktık gençliğimizi.
Tükendi cigaramız,sevgimizde,
Duyan olmadı usta,sesimizi.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!