Bana öyle bakma kuş
Ben de bilirim uçmasını
Yükseklerden bakmasını
Özgürlük değil
Yalnızlık korkusudur
Beni senden uzaklaştıran
herkes
kendi payına düşen
sularda köpürsün
köpürsün
görücüye çıkmıs baharın dallarında
tüneyen akşam güneşi
gezegenlerin bile birleştiği çağda
hızla insandan uzaklaşıyoruz
dilimiz uyuşmus alkole batıp çıkmaktan
uyuşmuşuz
kısa cümleler kurmaktan
Şimdi hangi kolların yalnızlığındasın
bensiz?
Ağladığında gözyaşlarını öpen var mı?
Üşüdüğünde ısındığın tenden bir liman,
Her sevgi bendeki kadar mı?
Var mı kederlerini gizlice senden çalan?
Zaman geceydi
Yalnızlık geçiyordu bulutlardan
Gurbet gelme üstüme
Gidecek yurdum yok
Yağmurlar da ıslanan
Sırılsıklam bir kent kokuyordu yanakların
ben felaketi bugün yaşadım
saat 9
senin gidiş saatin
her adım atışında dokuz şiddetinde depremler oldu yüreğimde
yüreğim
Kapandı binbir haykırışla içimde küçük kapılar,
Her bir pencerede sürgüler sürüldü usulca
Bir bıçağı çeker gibi yara üstünden,
İncecik kanlar pervaz diplerinden süzüldü usulca.
Elimde nerden gelmişse bir minik yaprak,
Gözlerini görmedim henüz
İnsan gözlerini görmeden nasıl sevdalanır böyle ?
Düşledim seni sadece,
Hayal ettim…
Hayal ettim;
Neydi nerden geldiğimizi sordurtan kendimize?
Neydi cevap olmayan cevaplar için yorduran bizi?
Sabun köpüğü peşinde birkaç dakikalık sorunlar etrafındayız...
Elimizi kolumuzu sallayıp gezmek varken sen bana acı, ben sana...
Niyesi mayhoş zati.,
Ben dil fakiri, sen dinlememeli...
sen
her sevginin ardından gelen
bir rüzgar olmalısın
büyük bir sevgi yağmurundan önce esmelisin yüreğime
yüreğim dersen
kapamalı ardından
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!