Düşlerin yanık halatlarında arıyorum yar ellerinin kokusunu
Karanlık denizlerde yansıman, şafağa soruyorum yokluğunu
Yılgın gövdemde har, çağlar ötesinde yitirdim dokunuşunu
Aşkı çiziyorum kumlara, bir dalga alıp götürüyor dokusunu
Seninle bir kıyı kasabasında avuçlarımızın terli yapışkanlığını, gölgeyle seviştirmek vardı şimdi. Özleminle kavrulan dudağımın retinasından akan bir yatağa, sıvamak vardı kadın bakışlarının derin vahalarına dalıp tenini avuçlamak kavramak, kaygan okşayışlarla tadına varmak vardı. Mevsimler çiftleşirken karanlıkla, kokuna diz çökmek vardı tutku kokan bir odada rekorları kırmak vardı, her sarılışta bir olduğumuz kangren sarılışlarla iç çekişlere durduğumuz bir yasak mabette anların canına okumak vardı.
Artık demir almak günü gelmişse zamandan,
Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.
Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;
Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol.
Devamını Oku
Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.
Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;
Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol.



