Sül'ce (2) Şiiri - Mustafa Onur

Mustafa Onur
28

ŞİİR


2

TAKİPÇİ

Sül'ce (2)

SÜL'CE (2)

Haydi Sülce,
Kapı aralığı bir esenlikle,
Doğuramayacağın kürt çocuklarının aşkına;
-Bana Git 'de

İçinde sesin olmayan bir şehir söyle.
Mezruh bir yol'un bitiminde başlarım hiç değilse.
Bilinmemiş,
Ve Sevilmemiş bir yusufçuk oluverir gördüğüm.
Azabının terkinde öğrenirim çilemi.
Sana kanlı ellerimi göstermediğim için
Suçlu sayarlar belki de.

Bildiğin bütün küfürleri tut dilinde.
Ve ekle sonra:
-Bana Git De!

Şehri isyana sürükleyen yalazdan adımlarla,
Kapından geçmemeye yemin bile ederim.
Ama unuturum sonra tövbelerimi.
Unuturum,
Gaybı ve Celil'i.
Selahattini ve Hızmayı.
Annemin düşlerinden bir anahtar kalır
Bana kalırsa.
Seni hiç yormadan da sevebilirdim.
Olmadı.
Anahtar, dayandığım kapıların hiçbirine uymadı.

Yanılgılarım;
En Sabi halimle peydahladığım
Sakat çocuklardı.
Doğurdukça ana rahmim kana doymadı.

Yanlızım Sülce.
Heryerinden yırtılmış çok eski bir hırkanın,
Olgun bir kadın eliyle örüldüğü vakitler,
Yaşama dair akan koyun yünü hissiyle,
İçimi dışıma kurban eden yazgıma,
Sövmekte ne kelime... Yanlızım işte...

Yanlızlık,
Söylendikçe katilini aklayan tek kelime.

Sülce,
Gözlerin millenmiş,
Bahtın kirlenmiş,
Bir daha eskisi gibi gülmeyeceksin.
Ne acı ki;
Uğradığın bu dar şehirde,
Kandilsiz bir evdeyim;
Görmeyeceksin (! ! !)

Ah Sülce,
Üstüme derme çatma fanilik geçirmişler,
Duvarlara çarpa çarpa besleniyorum.
Göğü kramp tutuyor, uğulduyor hep,
Serzeniş vakti midir? Yasinler okunuyor…
Ben manastırda hahama sesleniyorum:

'Suyumu bol ver Konçe…Tuzumu bol dök.
Gayrı ben beklerken küfleniyorum…'

Mustafa Onur
Kayıt Tarihi : 18.1.2010 14:11:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Mustafa Onur