Karlı dağlar ardında biriken çocukluğum
yoksul hayaller ülkesinin tenhalarında
sıcak umutlara açılma hulyası ile büyüdü
Eve ekmek götürme derdi olanların
ekmeğe tenezzül etmeyenlere gıptalarından iğrenerek süründüm dağ dağ ova ova
Herkesin anne olabildiği, ana olamadığı topraklarda babasız da yaşanabildiği lakin onursuz yaşanmadığı süreçlerin imtihanı yaraladı masumiyetimi
Kurbanına bıçak çekmeden önce okşayan insanların ellerindeki kerametle belirdi sevecen parmaklarda kayboluşum
Ellerim üşüyordu tutanı bahar sandım
Ocakta gül açmazmış, yeni bildim bağışla
Yüzü güleç dostların hançerinden usandım
Hayatta bir gönlümü yenebildim bağışla
.....
Sürgün hayatımın sokak aralarına sıkıştırılmış ıstırap yığınları ateşe döndü her bahar
Her yaz mahsul diye ambarıma tıkıştırdığım kırgınlıklarımla besledim rüyalarımı
Sevecen her bakıştan kaçışım sevgi yoksunluğumdan değil sevilmeye olan itimatsızlığımdan
Sonbahara açılan her kapının yaprak dökümü ile başlayan yalnızlığından utanıyorum yar
Beni sürgüne salan kalbimden bir parçaydı
Yarınlarımı çalıp avuçlarıma saydı
Belki dedim... Yutkundum. "Belki anam olsaydı..."
Ey kalbim! Kaçıp kaçıp sana geldim, bağışla
....
Dilucuyla tatmaya başlamıştım ki renklerin en katmerlisini, dilimi kestiler
Kayboldum, attığım her adımın savrulan keşmekeşliği ile, yolumu kestiler
Bir bahçe kurdum kendimce, gönlümce, öyle güzeldi ki öyle şirince, gülümü kestiler
Neden, der gibi sustum her gözün ta içine doğru, sustular...
Sevdim, bütün renklerin çaresizliği ile
Kalbime söz geçmedi, mühür vuruldu dile
Her şeye eyvallah da nasıl kıydılar güle
Öfkem yanardağdı da ehlidildim bağışla
....
Büyüdüm, karanlıklar ortasında sahipsiz pişmanlıklarımla büyüdüm.
Keşke dediğim ne varsa yeniden, yeniden, yeniden düştü önüme, her keresinde sınıfta kaldım
Ayrılıklarım da oldu küskünlüklerim de umutsuz karanlıklara savruluşlarım da
Yenildim, yenile yenile kavuştum saadetine yalnızlığımın
Büyüdüğüm karanlık sokaklar yordu beni
Karanlıkla korkutan korkaklar yordu beni
Kem gözler, bed söz eden dudaklar yordu beni
Ben ne taş ne ebabil ne de fildim, bağışla
......
Yalnızdım, yapayalnız...kimsesizdim Allah'tan gayrısı yok
Susuzdum, uykusuzdum, huzursuzdum, tatsız-tutsuzdum
Kah güneşe sataştım, Kah rüzgarla savaştım
En kötüsü ne biliyor musun sevgili; ne oldu nasıl oldu ne zaman oldu bilmiyorum... Alıştım...
Güneşi kıskandıran gülüşün de var ama
Ahu gözlerin yok mu odur merhem yarama
Düşlerimde yol aldı bulaşmadan harama
Ben karanlık yanında gezen eldim bağışla
İsmail Uysal
Kayıt Tarihi : 25.2.2024 02:07:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!