HASAN HÜSEYİN KAYNAK
Neden bu kadar sessiz gökyüzü?
Bir inilti kasıp kavuruyor her tarafı
Savuruyor zaman bütün hayalleri
Kıyıya vuruyor birkaç damla gözyaşı
Bırakın gökler tutmayın ellerimi
Sürgüne vuruyorum mavi düşlerimi
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Belki de bir sonsuzluk şarkısı çalacak başımda
Gözlerime o bilindik sükut çökecek
Yapraklar sarardığında kanat çırpacak
Sessizce bir kuş uçacak ta uzaklara
Selam ve sevgilerimle sayın şair.
bu şiire karalama demek haksızlık ama....
Değerli kardeşcağızım Hasan Hüseyin Kaynak belki uzun zamandır şiirlerine yorum yazamadım.Belki sende benim şiirlerimr bakamadın dolayısıyla muhabbetleşemedik bir zaman.Lakin acizane beğendiğim şiirlere bu şekilde yorumlar eklerim.Bu yorumlardan gördüğün gibi şiirler çıkar sende ilham verdin diğer üstad vede kardeşlerim gibi.Bugünki şansta sana çıktı sana yazıverdim.Bu şiirimi düzenleyip sayfama ekleyeceğim müsadenle.
Sayfanada yorum olarka ekleyeceğim alltaki şiirimide daha önce eklemiştim sayfama.Yüreğine sağlık şiir yolun açık olsun değerli kardeşim.
Allaha emanet olasın saygılarımla ümüt güngör
-----
İsyan etme kardeşcağız sabır et
Sabır kardeşim birazcık sabır,
Nedir bu elemlerin vede kahır,
Bir yan altın olsa bir yanda bakır,
Gözüne görünmez aşığın derler.
Duydumki çileyi ezber etmişsin,
Sözlerine isyanları çizmişsin,
Hayattan inanki erken bezmişsin,
Hüseyinin hali bir garip derler.
Aşıklık cefası çektim bilirim,
Gelsin diye tesbik çektim bilirim,
Göklere umutlar ektim bilirim,
Kahır etme kardeşcağız sabır et.
Sevda pınarına nöbet durmuşsun,
Yoldan geçene onu sormuşsun,
Bekleye bekleye ağaç olmuşsun,
İsyan etme kardeşcağız sabır et.
Şiirine hasretini yazmışsın,
Feryadını yürek elle kazmışsın,
Gelmiyor diye bahta kızmışsın,
Dert etme kardeşcağız sabır et.
Ümüt Güngör
---
Rahim Allah Kerim Allah
Kırda açan çiçeklerde,
Laleler ve güllerde,
Seni gördüm her yerlerde,
Rahim Allah Kerim Allah.
Papatyada menekşede,
Nergiz vede gelincikte,
Seni gördüm her çiçekte,
Rahim Allah Kerim Allah.
Mekke ile Medinede,
Dua adlı hazinede,
Gündüzlerde ve gecede,
Rahim Allah Kerim Allah.
Yokluklarda darlıklarda,
Bereket vede bolluklarda,
Hak yoluna yolculukda,
Rahim Allah Kerim Allah.
Seherde vede şafakta,
Gökyüzünde ve ufukta,
Mehmetçiğe her nutukta,
Rahim Allah Kerim Allah.
Şehitliğin yücesinde,
Kadir Berat gecesinde,
Her surenin hecesinde,
Rahim Allah Kerim Allah.
Ümüt Güngör
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Elveda diyorum sevgilim bu akşam sana
Var mısın benimle kelebek gibi ölümle dansa?
Ben yine de gözlerimi kırpmadan dalacağım ateşe
Kalbimde bitiremediğim hala o sevda
Hoş geldin dostum hüzünlü ama güzel bir şiir okudum yüeğinize sağlık
Bu şiir ile ilgili 4 tane yorum bulunmakta