1953'te Yozgat'ta doğdu.
İlk ve ortaöğrenimini Yozgat'ta tamamladı. Ankara'da Gazi Eğitim Enstitüsü Sosyal Bilimler Bölümü'nden 1978'de mezun oldu. Toprak Mahsulleri Ofisi'nde memurluk ve yöneticilik yaptı, bu kurumdan emekli oldu. Yarın dergisi yazı kurulunda görev yaptı (1984) . Edebiyatçılar Derneği'nde yöneticilik görevinde bulundu (1993-1999) . Şair, halen Antalya'da yaşamaktadır.
Şükrü Erbaş, ilk şiirini Varlık dergisinde, 1978 yılında yayınlandı. "Yolculuk" adlı şiir kitabıyla, 1987 Ceyhun Atuf Kansu şiir ödülüne değer görüldü. A ...
Ayrılık ne biliyor musun?
Ne araya yolların girmesi,
ne kapanan kapılar,
ne yıldız kayması gecede,
ne ceplerde tren tarifesi,
ne de turna katarı gökte.
Ve güz geldi Ömür Hanım. Dünya aydınlık sabahlarını yitiriyor usul usul. İnsanın içini karartan bulutların seferi var göğün maviliğinde.
Yağmur ha yağdı ha yağacak. İncecik bir çisenti yokluyor boşluğunu insan yüreğinin. Hüznün bütün koşulları hazır. Nedenini bilmediğim bir keder akıyor damarlarımdan. Kalbimin üstünde binlerce bıçak ağzı, yüzüm ömrümün atlası, düzlükleri bunaltı, yükseklikleri korku, uçurumları yıkıntılarımla dolu bir engebeler atlası. Yaşamak bir can sıkıntısı mıdır Ömür Hanım?
Her şeyi iyi yanından görmeyi kim öğretti bize? Acıyı görmeyen insan, umutsuzluğu yaşamayan, iliklerine dek kederin işleyip yaralamadığı bir insan, mutluluktan, umuttan, sevinçten ne anlar?
Üşüyüp yorgun düştükçe yüreğim
Kendime görünmez sıkıntılar büyütürüm.
Ne senin o dilsiz uzaklığın
Ne benim bu rezil gerçeğim
Bir çift kanat kesilir gövdem
Çıkar gelirim; esmerliğine senin
Sen bende neleri öpüyorsun bir bilsen
Herkesin perde perde çekildiği bir akşam
Siyah bir su gibi yollara akan yalnızlığı öpüyorsun
Ağzında eriklerin aceleci tadı
Elleri bulut, gözleri ot bürümüş ekin tarlası
Bir çocuğun düşlerine inen tokadı öpüyorsun.
Güzel kadınlara kederli şarkılar söyletmeyin
Birbirini çoğaltıyor üç acı
Kadın,güzellik ve şarkı...
Kederli şarkıları güzel kadınlara söyletin
Birbirini bütünlüyor üç acı
I.
Tenime yabancılaştım, etime
Göğsüme kollarıma kalçalarıma
Bacaklarıma yabancılaştım.
Saçlarım o eski güzelliğini
Nerden mi anlıyorum yaşlandığımı
Kadınlar gittikçe daha güzel
Güneş daha hızlı adımlıyor gökyüzünü
Sular daha soğuk rüzgâr daha serin
Yüreğimde büyüttüğüm gül güneşe çıkamaz
Yüreğim o gülü büyütmezse ışıyamaz.
Günüm seninle başlasın istemiştim
Çok değil ki...
Bir içten gülüşünle ışısın gecem
Gittikçe yalnızlaşıyorsunuz insan kardeşlerim
Ne bir ortak sevinciniz kaldı sizi çoğaltacak
Ne bir içten dostunuz var acınızı alacak
Unuttunuz nicedir paylaşmanın mutluluğunu;
Toprağı rüzgârı denizi göğü
O her zaman bir insanla anlamlı
Babam gelirdi ve akşam olurdu.
Bahçedeki akasya ağacı günboyu biriktirdiği kuşları
birer hayal topu olarak uzatırdı yatağımıza.
Siyah-beyaz bir fotoğraf gibi gelirdi babam.
Kamyonlar hep geceleri, hep uzaklara giderdi.
Şiirlerinizin hepsi birbirinden güzel tamamını göremiyorum aktif değiller sanırım okumak isterim saygı ve selamlar
Sayın Erbaş,
Köylüleri neden öldürmeli şiirinizi tekrar koymanızı rica ediyorum. Cehaletle savaşmanın gerekliliğini vurguladığınızı anlayan anlar. Üst üste övgü yazmak değildi amacım. Mesaj gitmedi diye bastım ve benim arkadaş grubundan biri art niyetle üst üste sizi kınayan bir mesaj atmış. Sa ...
'Senin korkularını benim inceliğimi' adlı şiiriyle tanıdım onu. Okunmaya değer şiirlerinden biri bence.