Sabahın serinliğine doğarken güneş.
Başkaldırıyordu toprağa hapsolunmuş bir tohum tanesi.
Ol demişti Allah, toprak pamuktan yumuşak, taş hamurdan yaş...
Kuşlara ötme emri verilmişti, hepsinin dilinde sakin bir salavat.
Nehirler Kainatın efendisinden alıyordu coşkusunu.
Cennetin yeşilliğine bürünüyordu ağaçlar, bahar mevsimleri.
Her gün yüzlerce kalem işliyordu kainat sayfasına.
Kara gözlüm bu ayrılık yetişir,
İki gözüm pınar oldu gel gayrı.
Elim değse akan sular tutuşur
İçim dışım yanar oldu gel gayrı.
Ayların sırtında yıllar taşındı,
Devamını Oku
İki gözüm pınar oldu gel gayrı.
Elim değse akan sular tutuşur
İçim dışım yanar oldu gel gayrı.
Ayların sırtında yıllar taşındı,