Ey göz pınarlarından özlemini içtiğim
O deli sevdana tutulduğum O gün
Mühürlenmiş mektuplar gibi pas tutmuş sandıklardan
aşk kılıfında geldin ..
Binlerce yılgın seher yıldızında
Gecenin sessizliğini bozan
Derin yalın birazda külrengi ah edişim
Yine biz derken yine sensizlik yine hüsran
Bilmediğim doğurgan şarkıların büyüleyici gizemi kulaklarımda beni çağıran
Kalbim öyle değil 'dur bekle' derken
Sözlerin nahoş dili böyle değil ki !
Sevda yükledim dizelere
Sana hasret kokan akşamlarda
Başıboş koşarken özlemin hiç bir kısrak yetişemedi
O toy bakışlı cehennem gözlerinde kayboluşlarıma...
.......
Yırtarak deldi kalbim kafesini
Nereden esti bu rüzgar
Hüznün kekik kokusu genzimi yaktı
Gönül bahçemde tutuşturduğun
Çileli sevdaların alnıma yazılmış kara yazısı
Tutunamaz kırılgan fidanların körpe dalına
Dingin ırmakların gümüş renkli aksi vururken yüzüne
Şehvetli tatların hazzını aldım gözbebeklerin de
Büyülü kabuslarım oldun gizlice
Dünleri biriktirdiğim alnımdaki çizgilerde
Ekim dokunmuş gözlerine ıslak nemli
Çaresizliğin korkusu sarmış havayı
Yokluğun kelepçe li elleri
Üstün körü sevdaların ayaz yemiş yüzü
Hey sen !
Baharları hiç görmeyecek ormanın büyüsüne kapılıp
Öyle değil ;
Der gibi bakarken gözlerin
.........................................
Gülüşüne vurulduğumu
Söyleyemedim...
Vebalı bir aşkın çehresinde göz süzmeli akşamlar
Kahredilmişliğin yılgın gölgesinde ,göğe karışmalı Anason kokulu geniz lerin büyülü sırları
Çayın sıcaklığı değil içimi ısıtan
.........
Tadı değil baştan çıkaran
..........
O buram buram tüten efkarı varya
...........
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!