Yürüyorum
Eski sokaklar , eski hanlar .. kesif bir küf kokusu ,
Eskiyi yeni kılmaya karşı bir dikleniş belki
Ya da yeninin içinde eski kalabilmenin minvali,
İşte her şey orada öylece duruyor
Serafim’in kanatları altında bir kadim şehir
E ben şimdi bu şehrin eski ,dar sokaklarında,
Işığını arayan Cemşab’ ım
Yürüyorum….
Eski bir sahaftan içeriye giriyorum
Eski kitaplar yeni kitaplar
İki boş tabure
Gözleri safran sarısı bir adam ya da
Duvarların yansıması bilmiyorum
Uzatıyor ellerini , ellerinde kağıt kesikleri
Gözlerinin altında hiç kurmadığı cümlelerin bıraktığı mor halkalar
Alnında kim bilir kimlerin hikayesine derkenar olmuş bir hayatın derin izleri
Son kez bakıyorum raflara ve sonra adama..
Küf yeşiline dönüyor gözleri
İki kitap alıp çıkıyorum…
Yürüyorum
Bir şehri duya duya
Her sokağını, her dükkanını , nasırlı ellerle açılan her bir tezgahını
Hiç çocuk olmamış çocuklarını
Hiç kadın olmamış kadınlarını
Duyuyorum derde derman olsun diye eti koparılan Şah-ı Meran'ın çığlıklarını
Yürüyorum
Bir şehre doya doya
Gün azalıyor artık, gizleniyor gecenin arkasına
Şimdi şehir bir gerdanlık
Ve bedenler ruhların arkasına gizlenirken
Her şey o kadar sarih
Eski bir handan sesler yükseliyor
Ara sıra sessizlik
Ara sıra paslı üzüm tadı oluyor damaklarımızda
Arada eski bir şarkı ..gecenin öteki yüzü
Eriyen dört mum bir dere gibi akıp giderken
Biz o derenin yatağında veryansın ediyoruz hayata,iç hesaplaşmalarımızda
Arada inadına gülüyoruz zamanın arsızlığına
İşte insanoğlunun hasleti bu ne tuhaf
Gecenin ağırlığına teslim ederken göz kapaklarımı
Belli belirsiz bir kelimeyi tekrar ederken duyuyorum kendimi
Şükela...şükela..şü ke la
Güler Kocagil
Kayıt Tarihi : 26.3.2019 02:13:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Işığını arayan Cemşab’ ım
burukluk duygusu şiirin başından sonuna hep hakim.
tebrikler efendim güzel şiir..
TÜM YORUMLAR (1)