Süheylam'a Nasihatlar I

Sipariş verdi oğlum, dedim zorlama,
İlham gelmiyor, sakın beni horlama,
Süheyla yeni görüyor, uysun ortama,
O'nu da çok seveceğiz, kafanı yorma.

Düşündüm günlerce, kırmayayım oğlumu,
Güzelce tasvir edeyim, küçük torunumu,
Okuyan yapsın, yazdıklarımın yorumunu,
Dedim endişe etme, inan çözeriz sorunu.

Hazırladım kendimce bir mizansen,
Hakk'tan bir lütuftur, bilirse insan,
Bir iken üç oldu bu lütuf, bu ihsan,
Aramıza hoş geldin, Küçük Süheylam.

İşte başlıyorum, Süheyla'yı anlatmaya,
Zaten istekliyim, bildiklerimi satmaya,
Belki sebeb olurum, göle katre katmaya.
Sevgim gerçektir, inan bana Süheylam.

Süheylam güzeldir, hem hüsn'ü cemali,
Kıvır kıvırdır, sarı saçlarının her teli,
Arasında gezinsin, sabahın seher yeli,
Marifet ve kemale eresin Süheylam.

Bir gözün siyah, diğer gözün karadır,
Elbette bu güzellikleri, Hakk yaratır,
Doyasıya sevemedim, içimde yaradır,
Hilafım yoktur, dobrayım Süheylam.

Yol bulamadım, dağdan gelip geçmeye,
Yüzmeye hep birlikte gitmiştik Çeşme'ye,
Kendi başına çabalardın, kumu eşmeye,
Bağımsızlığın tadına varan Süheylam.

Ağzında hiç eksik olmazdı, emzik-Vivi,
Seke seke gezinirdin, sanki Pezkivi,
Zan ederler ki, seni kapacak bir Rivi,
Bu endişeler beni çok üzdü Süheylam.

Oynardın; Zeynep ve abin Selman ile,
O sıralar Sen daha gelmemiştin dile,
Sadece bakışırdık, sevemezdik bile,
Sanki gizli bir yasak vardı, Süheylam.

Sana olan sevgim artarak devam eder,
Allah Sana vermesin, maazallah, keder,
Sen çok uzaklardasın, alamıyorum haber,
Bu da bizim şansızlığımız, Sühaylam.

Yürürdün balkonda, yeşil çayırda,
Seni gezdiremedim, kırda, bayırda,
Erken yatırırlardı, bağırda-bağırda,
Gönlünce oynayamadın Süheylam.

Zapt-ü rapt altına almışlardı, batsın bu töre,
Böyle terbiyeye alışık değil, bizim bu yöre,
Hiç yol tarif edilir mi? anadan doğma köre,
Çocukluğunu yaşayamadın Süheylam.