Al ve ak rengini saçarsın etrafa
Kokunu lütfedersin sema ve arza
Ama en sonunda sen de meçhul oldun
Ey gül! Niçin kurudun, niçin soldun?
Sevilen masalların vazgeçilmez çiçeği
O eski günlerden hatırladığım
her hatırladığımda ağladığım
beni acımasızca bırakıp giden
o gaddar, o hain sen miydin?
Dalgalarda kaybolan yaprak misali
Yağmur vuruyor pencereme
Yine yalnızım yine uykusuz
Seyrediyorum kasvetli gökyüzünü
Yine üzgün, yine mutsuz ve yine soluk
Ve her zaman ki gibi içimdeki sen, yoksun
Yine şu kalbim durgun, gözlerim ağlamaklı
sesim çıkmıyor artık anlaşılmıyorum...
sevilmiyorum artık dünya aleminde...
yalnızlıkla kavrulan yürek acıtan dramım ben
serap' ım ben yanıltan insanları...
hayal' im ben ağlatan aşıkları....
bir düş' üm ben kabusa döndüren serüven...
İşte hayat, işte dünya, işte sana yaşam
Hem dünya için çalış, hem ahiret için
İşte uyku,işte rüya, işte sana hayal
Bir yol çiz atiye kendin için! ! !
yamalı dünya! !
İç içe kıvrılan dar merdivenler
Uzun dolambaçların sırrı yoruyor beni
Issız sessiz karanlık kaldırımlar
Kuytu köşelerdeki yalnızlık yoruyor beni.
Yedi kat arşın yedinci katı
Derin güzelliğin sırları,
Belirtir yalnız kumsalı,
Kırık sandalı!
Sevinç gözyaşlarının haz’ı
Yıkıverir gönül tahtını,
Ve tacını…
Beynim çözülmeyen sorularla bulanmakta,
Kalbim ilahi aşkın koruyla yanmakta,
Gözlerim şu yalan dünyaya şaşkınlıkla bakmakta
Çehrem acıların esiri olmakta ve sararmakta
Tüm bedenim sırların sırrına ermek için yol almaktadır.
Tek başıma seyirdeyim karanlık bir gecede,
Önümde cisimsiz bir şey beni takipte…
Ev bacalarından süzülen kara dumanlardan;
Teşekkül oldu siyah korkunç gölgeler.
Ruhumun sıkıntısı benzimi sararttı,
Etrafta kopuyor bir beyin fırtınası,
Cevapsız sorularla dönüyor devr-i âlem.
Arıyor herkes sırların sırrının anahtarını,
Çarpılmış sinlerle dönüyor devr-i âlem.
Sol elimizde dünya, sağ da ahiret.
çok güzel bir şair böylesi görülmedi =)