SÜHEYLA
Dün bugüne yanaşırken açılıyordu perde
Viranesine hüzme hüzme doluyordu güneş
Bir dilim dünyayı isterken dilindeki eziklik
Toprağın rengine kül oluyordu Süheyla
Alaca bir gökyüzünde uçurtmalarımız vardı rüzgarın ters estiği anda
İşmarına yıldız takılmış asılıyordu gönlüm
Buruk bir meyve tadı yakıyorken dimağımı
Süngüsünü çekmis üzerimde ölüyordu aşk
Kokusuna takılmış teni emziriyor ve doğuyordu büyük sevda
Bozkırımda nemalanırken sivri dişlerini kıcırdatıyor du kurdum
Pençelerine takılmış gerilmiş bir yay gibi
Atıyordu canından bir canını yüreğin sehpasına
Yangınlara dalıyor efsanesi terazimdeki ağırlığın
Başi boş kalıyordu freni tutmayan yanımın
Dumanına asılıp patika fi lerden geçiyordum
Yakıp yıkıp geçtin buralardan bir avare kelebek gibi
Resmin rengarenkti gölgelerinde
Oynaşıyordu kırık kanadında fısıltılar
Kopuk bir keman teli dolanmış boynuna
Pusulası şaşmış gidiyorsun bakışların firari gibi
Az önceden
az sonraya atılırken
iki adım
Salkımlarım kopuyor
ses veriyorsun sen, Süheyla
Adına çiçekler astım uçan uçurtmalarda
Şimdi sen
düştün
gördüğüm rüyalarda sen, Süheyla
Toprağın andına
attığım yazımdın sen
Adınla andığım addın sen, Süheyla
19-11-2009 Hayrettin Şahin
Hayrettin ŞahinKayıt Tarihi : 20.11.2009 21:52:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!