Açılır kapanır gökkuşağı
Alevin yediği mum
İlham gibi sessiz
Hayat gibi bilmece
Mum gibi yanan
Işıkları düşen üstüne
Dünya bağlılıklarını aşmış
Atınca heceleri ve kelimeleri
Çiçek açar ölüm
Toprak olmak güzelleşir
Tazelenir velî kulların ruhu
Hepsi de mümin kapıların sağlam kilitleri
Tanrı boyasıyla boyalı
Sûfî gelir
Sûfî gider
Gümüşlenmiş gönüller
Atlas ve ipek gibi değerli
İçlerinde evren gizli
Bağlanmayan bilmez bizi!
Erenlerin bağından getirilmiş
Altından pırıltılar saçan
Sevgiyi yücelten evliya ganimeti
(Nur yüzlü)
Muradına ermişler bunlar
Yeni bir giysi gelecekleri
Yürürken etraf açılan
Uçurum duygusundan kurtul
Yum gözlerini içine bak
Kandildeki son yağ damlası gibi tükenirken
dünya
Ermiş sesini duy
Gönül okşayıcının sana tutulan aynasında
İç gözlerini açınca Allah
Konuşur gönül susar dil
Derviş zikirleriyle yıkanarak gölgeler
Bir rahmanî esinti yayılır
Kutlu bir dünya belgeseli gibi
Kırmızı altın bulmaya ayarlı
Başlar çocukların bayramı
Hikmet ağacının serin gölgesinde
Yumuşak mı yumuşak elbisesini giyen
Şair bir babanın şair doğmuş oğlu gibi
Yüzünde güller açan çocuk
‘Cihadıekber’in dostu
Seni esenlemeye gelmiş
93’lü gibi tuzla biber hızlı gider
Dağla başlasın suyla başlasın süt ve çayla başlasın
Dertlerin insanlardan pul pul döküldüğü
Her yanı gönül olmuş bağlanmışlardan
Dilsiz ve çıplak
Hesap ver günlerim!
Kayıt Tarihi : 21.9.2018 21:56:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
