Sudaki Aksim Şiiri - İbrahim Alipaşaoğlu

Avukattır, savunur
Savcıdır, sorgular
İddiadır, suçlar
Hâkimdir, yargılar
Danıştay’dır, onar

Paşadır ihtilâl yapan
Doktordur otayan

“Okuyan değil, gören;
Doğduğun değil, doyduğun yer”

Diye, atasözü söyleyen
Çok okumadan bilen
Öğretmendir öğreten

Geçimliği artmasa da
Düşen enflasyona sevinir
Faizi
Yüzde altmış, yetmişle
Bankalara borçlanır
Hop oturur
Hop kudurur
Yine sevinir yine sevinir

On milyarlık KİT’lerin
Milyona gitmesine imrenir
Takımının yenilgisine dövünür
Yollarına övünür
Parasına sövünür

Elektrik, su, gaz, mazot, benzin
Kömür, tüp... zamlandıkça
Üç gün tasarrufa koyulur
Dördüncü gün unutur
Ekmek kuruş artmaya görsün
Pek gücenir pek gücenir

İnsan sarrafıdır
Bir bakış yapar, yörüngeni atar

Söylense de söylemez
İspiyon nedir bilmez
Merttir, mülâyimdir
Şikâyet etmez
Ser verir, sır vermez
İz yapmaz, leke tutmaz, suda batmaz
Dünya kararsa onsuz olmaz

Mütevazı, esnek
Kanaatkâr, gönlü zengin

Borcuna sadıktır, vergisini verir
Mamaya da verir, orkite de verir
Zenginden çok verir, fakirden az
Ama asla vergi rekortmeni olamaz
Zanaatkârdır asgari ücrete iş bulamayan
Yine de verir, hep verir
KDV’nin ÖTV’sini de verir

Sabır taşından ziyade
Kum saatinin kumudur
Çevir çevir kurulur

Çocukla çocuk, büyükle büyük
Her kalıba bürünür
“Bizi de deneyin” diyene vurulur

Misafirperverdir
Kendi kilimlere oturur
Konuğa, atlas döşek serilir
Aç kalır, aç bırakmaz
Yufka börek dürülür
Her meramı görülür

Vakarlıdır, onurludur, gururludur
Küçücük tebessüme mutludur
Minicik kırgınlığa mutsuz
Mutlu, mutsuz, mutlu, mutsuz, mutlu, mutsuz…