Aynada ki Maskemiz… Suçlu ben değilim. Suçlu sizsiniz. Beni yetiştiren sizsiniz. Beni Türk Devlet Okullarında okutmadınız… Sandınız ki paralı eğitim size başarı getirir. Fransız- Alman- İngiliz Kolejlerin de beni bana yabancılaştırdınız. Bana bir model olmadınız… Modelimi bulmama da izin vermediniz… Yanlış yada doğru bulduğum modellerimin de içine ettiniz… Mustafa Kemal Latin harfini öğretti. Dilimiz Türkçe. Dedi…Siz Tükçe’Nin de içine ettiniz… Lakap takarak ruhumu bedenimden ayırdımnız… Adımı unuttum… Şanımı unuttum. Dinimi unuttum. Irkımı unuttum… Dilimi unuttum… Şimdi ise kendimi unuttum. Kendimi ifade etmeyi…Kendine Saygıyı, Kendine Güveni, Kişisel sorumluluğumu…Kimliğimi, Tarhanın Manik Atak Tarhana Çorbası ile beynim kişilik ve karakter bozukluğu ile kaşelendi. Karakolda, Cevriyenin damgası kolunda, benim damgam kafatasımda kaşelendi… Sokaklara düştü…Delilik… Velilik… Zırdelilik… Mesleğe gore merhabalaştınız. Yedi hafle başlayan ATATÜRK’ü öğrenen… Mustafalar, Kemaller, Latin harflerini öğretirken, Bir çocuk vardı. Geleceği için…Karatahtanın önünde, tebeşir tozu yutan. Ve bilmediği zaman kafasına tebeşir fırlatılan… Ben Türkçeden, Türk yazarlarını bilmezken, Siz İngilizce, Almanca fransızca örnekler verdiniz… Ne fark eder ki! Bir de doğuda ki dili öğrenin… Kürtçe… “Bir dil bir insan eder” bir insan bir millet, bir mllet, bir vatan eder.” En azından o boğaziçi çocuklarını topluma kazandırırsınız… Çocuklarınız yabancı memlekette askere gitmesinler diye paralı askerlik için beklettiniz.… Parası olanlar okuyamadı. Engel konuldu. Biz okuduk. Ne olduk ki! ... Sen okuyasın… Sen de okuma… Adalet yerini buldu. Sistemi değişecek, “ Adalet Kadın” haketti okumayı. Adına çağdaş Türkiye dediniz. Öğretildim mi? ... Eğitildim mi? Bilmiyorum… Çok cahilim... Çok çaresizim… Değil size kendime bile mühahale edemiyorum. Sorumlu sizsiniz, Çünkü, siz insanların isteklerine, düşüncelerine, inançlarına, iltifatlarına, ihtiyaçlarına, iradelerine, iltimatlarına, müdahale edenlerdeniz… Hamasa şiirler yazarak, göz boyadınız. Kendi egonuzu sahne ye eklediniz…Barış isimli gezi motounu, savaş gemisi haline getirdiniz. “Bana beni yabancılaştırdıklarınızdan” değil, bana “NUTUK”tan örnekler verin… Bana Mevlana’dan, bana Yunus’ tan, bana beni anlatan kitaplarımdan örnekler verin… Bana Kuran_ı Kerimden örnekler verin. İlk Emir Oku… Oku… Oku… Olanı çevirdiniz kendinize… Yaz kızım yaz… yaz… yaz… “ İlham arısı bile karışmadıkça sokmaz en acı noktanıza… Siz kendi dilinize, dininize, ırkınıza kendiniz iğnenizi soktunuz. Arı soktu dediniz… Modeli unuttum…Yabancılardan değil, “Başarı Adam” peşinde koşarken, eğitmenliğin ve öğretmenliğin arasında sıkışıp, liderliği unuttum… Nerede “Çalışkan Adam”ım… Nerede “ Utangaç Kadın”ım. Suçlu Sizsiniz. “Aile Kadın”ım, “ Çevre Kadın”ım, “Eğitim Kadın” ım, “Sağlık Adam” ım Suçlu Sizsiniz… Arı bile güldü halinize… Gülümsedi. Dışarı da deliler kalmayacak diye…Hep içerideyiz… Diye… “Gülümse Kadın” gülümse… gülümse… gülümse…” Artık şiir yazmayacağım. Beni ve içimdeki Elmas çocuğu öldürdünüz...Siz hep, yıllarca gülen çocuk tanıdınız. Maskeyi attım. Kaporta gevşemiş… Bu son şiirim size… Deprem Çocukları…
…“ SORUMLULUĞUNU TAŞIYACAĞIN FİKRİN ADAMI OL.”
(Ahmet Hamdi Tanpınar) ”
Ne taze ölüyü mezar.
Ne de şeytan, bir günahı,
Seni beklediğim kadar.
Geçti istemem gelmeni,
paylaşım için teşekkürler....
SOSYAL MESAJ LAR İLETEN GÜZEL BİR YAZI BURAYA AKTARDIĞINIZ VE DOSTLARINIZLA PAYLAŞTIĞINIZ İÇİN ÇOK TEŞEKKÜRLER EDERİM. SAYGIYLA SEVGİYLE ESEN KAL..10P
Doğru söze ne denir sevgili dost....
Bu şiir ile ilgili 3 tane yorum bulunmakta