Sanık diye bağladılar ellerimi.
Bilmiyorum nasıl bir suç işlediğimi.
Çıkardılar yargı önüne beni.
Niye sevdin dediler bir zalimi.
Suçum sevmek mi dedim kendi kendime.
Anlattım her şeyi karşımdaki hakime.
Ne ceza verselerde razıyım hepsine.
Verin şu cezamı da ibret olsun aleme.
Bir sabah ezanın yanık sesiyle.
Geldi gardiyanlar üzgün yüzüyle.
Çıkardılar beni bir iskamle üstüne.
Taktılar ipi boynuma titrek elleriyle.
Uzaklardan bir ses durun diye bağırdı.
Asmayın, tutuklandı bu cezayı veren savcı.
Uydurmayla savcı olmuş o bir akıl hastası.
Böylece kapanmış oldu bu suçun dosyası.
Ferhat ALTUNAY.
Dönülmez akşamın ufkundayız.Vakit çok geç;
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan
Devamını Oku
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta