Bir ev aldık zor zekat
Emekli parasından da koyduk
Bankadan da çektik
Otuz yerine altmış da ödedik
Biz de zannettik ki
Bir evimiz oldu
İkinci katımızdaki kadın da
Başı örtülü olunca
Tamam biz cenneti bulduk
Diye sevinirken
Evvela apartman yöneticiliği
Patlak verdi
Apartman yöneticiliği badiresini
Ne demek yahu
Zaten hepsi üç daire
Deyip savdım
Apartman üzerinden
Adam bize bey olacak
Sonra alan paylaşımı
Zuhur etti ikinci kattaki kadın
En temiz ve malaz topraktan köşeyi
Tek sıra briket çevirip aldı
Bize taş, fayans kırığı, beton
Bir de molozlar kaldı
Rölanti bir tempo ile
Yedi senenin sonunda
Bulgur gibi yaptım her yeri
Römork römork taş çıkardım
Beton artıkları kırdım
Bir orman sıklığına yakın
Döşedim kenara ağaçları
Aklına ne gelirse
En çok da zeytin
Kadın rahatsız oldu bundan
Bir baskı kurdu aileme
Ben her biri meyveye durmuş
Kapı gibi ağaçları
Sökmek zorunda kaldım
Ağlamadım ama içime battı
İnanamadım nice sular verdiğim
Bu bahçenin imhasına
Aradan epey bir zaman geçti
Benim adıma o kadının hatırına
Ağaçları sökme aile kararı alan
Kardeşimin şeyhine gittim
Dedim "Efendim evimin önünde
Küçük de olsa yerim var
Ben eli boş ne yapacağım
-Git dik buyurdu
Yeniden döşedim kenara
Epey bir sık olarak
Zeytin, ceviz, üzüm, erik
Hanbelis, yeni dünya, mandalina
Nar, incir, geç üzümü, kayısı
Turunç irili ufaklı
Onlar da büyüdüler
Bu defa yeni bir garez kumkuması
Sahnede yerini aldı
Başka şeyler de bileyledi
Bu garezi
Kadının büyük oğlu birgün baktım
Yumrukluyor bir iyice
Hanımından ayrılmış
Bir uzman çavuşun oğlunu
Çocuk temiz bir çocuk
Tek kusuru
Babası yanında yok
Annesi de işe gidiyor
Anneannesi Fatma'nın da
Suyu ağır
Hergün ikide bir çocuklar için
Evinden çıkacak biri değil
Dedesi de ekmek parası için
Arzuhalciliğe gidiyor sabah
Mustafa yalnız
Vedat'ın ise arkasında
Hem ana var hem baba
Hem de öğretliyorlar
Mustafa'yı iyice bir döv diye
Yoksa niye dövsün ki...
Çıktığı balkon ile
Oğlunun Mustafa'yı dövdüğü yer arası
Ancak on iki metre
Gözlerinin önünde oluyor herşey
Vuruyor Mustafa'ya
Elektrik direğine çıkıyor bizimki
Uzatıyor ellerini, yumruklarını
Elma topluyor gibi
Ayaklarının taraklarının ucu ile
Ne kadar yükselebilirse
Dayanamadım artık
Bu sokakta Allah, Peygamber yok mu
Bu çocuğun kimi kimsesi
Yok mu diye
Vedat'ın annesi Özlem
Bu müdahaleye kızdı hemen
Sen nasıl benim çocuğumun
Birini dövmesine karışabilirsin diye
Yeni bir süreç başlattı bu defa
Kinnahen garez süreci
Önce meyve ağaçlarının
Filiz uçlarını kırıyor tırnakları ile
Veya iki büyücek oğluna
Yaptırıyor bu işi
Bir gün de bütün
Nanelerin kökünü sökmüş
Atmış duvarların arkalarına
Biz sabrediyoruz daha
Bir gün bu limonî komşulukta
Gelip söyledi
Biz apartman girişinin sonuna
Bir garaj yapacağız arabamıza
-Tabi neden olmasın buyrun
Yapın ne yapacaksanız dedim
Dedim ama
Her merhaba bir tavize
Bir şirretliğe yol açtı
Herşeyi de birer birer
Sayıp dökecek değilim ama
Yazmasam da anlamazsınız
Adetimdir meralarda gezerken
Sahipsiz odunları
Alır gelir keserim
Kadın bana demesin mi ki
-Bize de odun topla
Ben de baktım şöyle bir
-Sen ne kurnaz bir kadınsın
Der demez oradan uzaklaştı
Bir ev kadını bir entelektüele
Odun toplattıracak
Bak bak, tıynete bak
Neyse birgün bunlar
Bir toyota aldılar
Ben sevindim
Ne güzel bir araba
Üstelik de son model
Duruyor evimizin önünde
İçinde telefon melefon da varmış
Kocası arabada, ben de
Oralardayım
Haberi yok adamın
Telefonun sesinden
İçerde ne söylese
Dışarıya daha kuvvetli söylüyor otomobil
Bangır bangır doluyor kulağına adamın
Kimle konuştuğunu bilmiyorum lakin
Ben evde değilim diyor seninki
Kocası yani
Ulan baktım bura bizim ev
2. kat da onun
Çok uzak ve sapa bir yerdeyim
Araba da bende değil diyor
Ama
Koltukta oturan kendi direksiyonda
Dedim ben bu işten
Birşey anlamadım
Hele kendi işime bakayım
Sonradan ise kıyametin
Ve Mehdi'nin en büyük alameti
Zuhur etti
İsrail ortadan kalkmadı ama
Enterkonnekte gürültü nasıl yapılır
Bunu tatbik etmeye başladılar
Evin bütün odalarına
Güpür güpür koşmalar
Kalasla döşemeye vurmalar
Onun döşemesi bizim
Tavanımız oluyor tabii
Tavanımız oluyor tabii
Bir de irice taş kullanıyorlar
Git polis çağır, hiçbir delil
Bulamazsın diyor
Herifin kızı
Aynı kadını kastediyorum
Şunun için delil yok:
Yerleşim alanının son sınırı
Her yer bük, him, kamış
Hangi taşı, kalası atsan
Kaybeder tabiatın içi
Bilmiyorum, haberim yok, bitti
Kanun ne yapabilecek sanki
Hergün yedi yirmi dört
Esir aldı bizi kadın diğerleri ile
Nereye yatarsan yat
Vuruyor taş ile
Kısa bir kalas ile döşemeye
Biz uykuyu kaybettik
İçerimiz infilak etti
Birer kriz nöbetine döndü geceler
Nihayet polis çağırdım
Böyle böyle diye
Seninki meğer
Elizabeth Taylor'dan da
Daha fazla bir aktris imiş
Dokuz yıllık meseleye
Kucağına yeni doğurduğu bebek ile
Başörtüsünü dağıtıp
Gözleri yaşlı, sesi ağlamaklı
Bir iniş indi merdivenlerden
Ben şaşkınlıktan polislere
Bu timsahın gözyaşları
Memur Bey bile diyemedim
Bir azar yedim yeni yetme
Meseleyi bir anda kendince
Şipşak çözen polisten
Vay be dedim
Dokuz senelik mezâlimi
Kucağına bir bebek
Başına bir tarümar örtü
Bir de ağlayarak
Güya benden korkuyormuş
İllüzyonu, rolü
O beni öldürecek, falan
Bir numaralı yalan
Öyle eminim ki buna
Şahit oldum birkaç
Bir hak engeline uğramak
Ona çok zor geliyordu
Birgün yüksekçe bir sesle
Kocasına bunu dillendiriyordu
Nasıl bir ses ama nasıl
Cehennemî bir feveran
Dokuz milyon tedhişçinin
Kini, gayzı ve dökmek istediği kanla
Mündemiç
Avazlanıp yankılanıyordu içinde
Tonu ve vurgusu anlamının
Önüne geçmiş
Bilmediği yok bu şeytanın
2015
Kayıt Tarihi : 23.11.2015 16:15:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!