Üzülmeyi bilmiyordum taki seni tanıdığım güne kadar Biliyor musun seni sevdiğimden sonra acı çekiyorum O hafiften sarı saçlarını özlüyorum Şimdi hangi şehrin ışıkları sarıyor seni O gözlerine kim bakıyor Of odamda sensiz tek başıma oturuyorum ve üşüyorum Gömleğini unutmuşsun burda Geceleri ona sarılıp uyuyorum Hasretin bitmiyor ama her sabah kokunla uyanıyorum Yetiyor biraz.. Şubat ayı geliyor yavaş yavaş gene sensizim Gene yokluğunla öleceğim Şimdi bu sevdayı anlasan belki Ne dersin Ama sen anlamazsın ve benim olmayacaksın...
..
Bugün on dört şubat.Gelmedin…
Yine gelmedin.
Gel dedim gelmedin.
Bugün On dört şubat.
Oysa bir hediye vermekti Sadece niyetim.
Seçmeni isteyecektim ikisinden birini.
..
Bedenimdeki
Hicran ateşini
Söndüremez
Islak toprağın
Kar taneleri,
Gözlerimde
Umut karası,
..
Şiir özüm
Sevgilim
Bu şehir
Sisli bir tablo oldu
Şubat sabahında,
Ruhumdaki aşk
Sıcak
..
Bu gün ondört şubat
Sensizliğimi kutluyorum
Masamda bir kalem bir kağıt
Hayaline şiirler yazıyorum
Bu gün ondört şubat
Sensizlik çok uşutuyor
..
Şu Şubat ayı,4 yılda bir 29,ömürde bir 9 çekermiş
8' ine, kırık bir umut,9'una sonsuz sabır gizlermiş! ..
..
1995'in soğuk bir şubat akşamıydı.Bu mevsimde Çandarlı Kasabası buhranlı bir yalnızlığa bürünürdü.Yazın o sıcak günlerinde onbinlerin akınnına uğrayan bu şirin belde,kış gelince üvey evlat muamelesi görür,kucak açtığı insanlar onu yapayalnız bırakırdı.Sahil boyu poyrazın hoyratlığına teslim,deniz ağzından köpükler saçan bir canavarı andırıyordu.Sahil boyundaki sokak lambalarının bir çoğu yazın o hengamesinde bozulduğundan tek tük sağlam kalmış olanların alacalı aydınlatması ancak bir kaç metre ilersini gösteriyordu.Gecenin ürkütücü karanlığına,rüzgarın ilikleri titreten acımasızlığına ve kudurmuş denizin kıyıya kadar fırlattığı suların saçlarını ıslatmasına aldırmadan,sahil boyunda kendinden emin adımlarla fakat oldukça düşünceli ilerleyen biri vardı.Hilâl
Çantasından bir sigara çıkarıp yakmaya çalıştı,beceremedi,rüzgar çok kuvvetliydi.Kıyıdaki banklardan birine oturdu.Gündüz balıkçılardan gördüğü gibi,kibriti yarısı içerde,yarısı dışarda pozisyonuna getirip yaktı.Sigarasından bir nefes çekti,duman soğukta çıkan havayla birleşiyordu.Bir iki nefes ardarda çektikten sonra öksürüğe boğuldu,attı.Aslında çok sigara içmezdi ama bu gece içesi gelmişti.Eğildi yerden birkaç küçük çakıl taşı aldı,gerildi olanca gücüyle ileri fırlattı.Çakıl taşları birbiri ardına zorda olsa denize ulaşmışlar,saliselik kabarcıklar oluşturup suyun yüzünden,dibine inmişlerdi.
Düşünmeye başladı,acaba çakıltaşları denize atıldıklarına sevinmişmiydiler,yada nereye daha çok yakışıyorlardı,suyamı,kıyıdaki kumlaramı.Bilmiyordu,bildiği tekşey istemleri dışında bir şubat akşamı denize girdikleriydi.Sonra kendini düşündü,Oda bir çok şeyi kendi isteğiyle yapmıyordu.Doğumu annesiyle babasının bir kaç dakikalık ihtirasından sebeb olmuştu. Ve şimdi,mecburiyetler,kötünün iyisi seçimler,baskılar,tesadüfler sonucunda hırpalanmış,yirmialtı yıllık bir yaşanmışlık duruyordu,kudurmuş bir denizin ıslattığı sahilde.Neden hayat insanlar üzerinde bukadar baskı oluşturuyordu,yirmialtı yılı ne için yaşamıştı.İstanbulun bütün kenar mahallelerini gezerek,açlığı,sefaleti,yokluğu,karanlığı,susuzluğu ne için yaşamıştı.
Parttıme işlerde çalışarak,yarı aç yarı tok neredeyse sürünerek bitirdiği üniversiteden kendisine verilen diploma iki yıl sadece duvarda kalabalık yapmış,en sonunda devletten ümidi kesince özel bir dersanede üç kuruşa işe başlamıştı.Peki bunun içinmi ömrünün nerdeyse dörtte üçünü okul sıralarında heba etmişti.En az yirmi beş yıl gece gündüz çalışıp,dişinden tırnağından artırıp,eğer yaşarsa ve şansı yaver giderse,altmış yaşında derme çatma bir ev alabilecek parayı biriktirebilmek içinmi Tarih öğretmeni olmuştu.Düşünmesi bile insanı hayattan soğutuyordu.
Onyedi onsekiz yaşlarında genç kızlığa yeni adım attığı yıllarda mağazaların vitrinlerini seyreder,oradaki pahalı elbiseleri üzerinde hayal ederdi.Hayalindeiki kıza çok yakıştırıdı o pahalı elbiseleri,çizmeleri,gerdanlıklarıda acaba gerçekten şu an verseler taşıyabilirmiydi.Yokluğu özümsemiş bünyesi o zengin hayata uyum sağlayabilirmiydi.Zeytinden ve peynirden başaka kahvaltı çeşitlerini sofrasına getirecek biriyle evlense acaba sanki yıllardır kuş sütüyle besleniyormuş gibi hazmedebilirmiydi.Bilmiyordu,Açıkçası pekte bu tür hayaller kurmuyordu artık,Zenginliğin ucuz pahabiçilmezliklerden daha önemli birşey olduğunu ve zenginliğe pahabiçilmeyeceğini bilyordu artık.Çünki zenginliğin tarifini değiştirmeyi becermişti,zaman en güzel en büyük zenginliğin anahtarını vermişti ona.Oartık bir tarih öğretmeniydi,ve önce ailesine,sonra vatanına,sonrada bütün insanlığa hizmet etmeyi,kalıcı eserler bırakmayı hedef seçmişti.Ömrü yetmese bile yetiştirdiği öğrencileri,Büyük Türkiye Cumhuriyetinin birer neferi olacaklardı,Şanlı türk bayrağının Türk semalarında gururla dalgalanmasının sağlanması için Hilal öğretmenlere ihtiyaç vardı.Atatürkünde dediği gibi Cumhuriyet Hilal öğretmenlerden fikri hür vicdanı hür nesiller istiyordu,ve artık tek gayesi buydu.
Yarın ilk görev günüydü ve dersanedeki öğrencilerini merak ediyordu Hilal.
..
Dünyanın bütün çiçekleri,sevgiliye az gelir
Sevda ateşiyle yanana,kış gününde yaz gelir
Seni seviyorum,demeler başka bir haz verir
14 Şubat sevgililer günü,sevgiliye naz gelir.
**************************************************
Gönül ferman dinlemez,uzaklar yakın gelir
Özlemle beklenir sevgili,gelmez ise zor gelir
..
14- ŞUBAT SEVGİLİLER GÜNÜDÜR...
Merhaba gönül dostlarım. Saygılar, sevgiler, selamlar ileterek 14- şubat sevgililer günüyle ilgili duygularımı paylaşmaya devam ediyorum. Aslında sevgililer gününün bir güne sığdırılmasını yadırgıyorum. Çünkü sevenlerin, sevilenlerin gününün halk tarafından kutlanarak bir günle geçiştirilmesi doğru değil. Mevcut belediyelerin halka duyuru yaparak 14- şubat öncesi hazırlanarak festival niteliğinde kutlanabilir.
Bence bu nasıl olur. Yıllardır evli olduğu halde, çocukları büyüdüğü halde henüz imam nikahıyla evliliklerini sürdürenlere çağrı yapılarak hem nikah tazelenmiş olur hemde resmi nikah olur. Belediyeler için biraz masraflı olsa da onlarca çiftin halk önünde gelinlik ve damatlık giyerek festival ortamında birbirine evet diyebilmeleri sevgililer günü açısından ne güzel olur. Yakınlarıyla mevcut alan veya salon dolar.
Belediyeler veya Valilik sevgililer günü ile ilgili şiir yarışması, beste yarışması veya ses, tiyatro yarışmaları düzenleye bilir. Dereceye girenlerde halkın önünde duygularını sergileyebilir. Bazı kültürel dernekler sevgililer gününde programlar yapsa da bu kendi bünyesinde ki üyelerle gerçekleştiğinden halkın haberi olmuyor.
..
Sevgi bir güne sığmaz
Ona gün kesmek niye?
Bir On Dört Şubat mıdır
Sevenlere hediye?
Nice On Dört Şubatlar
Gelip de geçer gider,
..
Doluyum be gülüm,bir gözyaşı gölüyüm
Şubat 9'dan beri,yaşamayan ölüyüm!
..
Galipken savaşta mağlup sayıldık,
Sevr ile bölünüp beşe ayrıldık,
Şaşkınlıktan bir an oldu bayıldık,
.........Uyandırdı bizi koca Atatürk,
.........Silkinip ayağa fırladı her Türk.
İşgal kuvvetleri Maraş’a girdi,
..
şubat değil...............sevgilim;
mart hiç değil.
ve diğerleri...
çarpıyorsa kalbin dünden daha fazla hızla
dudağının izine hep hasret kalıyorsa bir ten
saçağın altı, çinko damın altı demeden arzu ediyorsak
ve hep koşuyorsak birbirimize
..
Sabret gönlüm, geliyor bir on dört/lü şubat daha.
Yüreğimden demet demet hicrân sunacağım o yâre.
..
BUGÜN 14 ŞUBAT
Bugün 14 şubat
__________ve ben sensizim
bugün sevgililer günü
______________ve ben sevgisizim
seni seviyorum duyuyurmusun
________________________sevgilim
..
Bir şubat akşamı ansızın karşıma çıkan
Birisini sevmiştim ama umutla
Kalbimi kendine bağlayan
Özel bir aşk ile
Gönlümü kaptırdığım
Ölümüne sevda ile.
..
Başı dik, gözleri şimşek gibi
Gözlüyordu bu günü geçmişten dedem
Nasırlı ellerinde çapası, sırtında sepetiyle
Çıplak ayakla çalışıyordu tarlada ninem
Yaylasında, dağında, taşında
Maçka’sında, Of’unda, Akçaabat’ında
Dayım, halam, amcam, yengem
..
Şubat cüce bir aydır, tam da bir cüce hâli,
Bir ileri - üç geri... yürür Mehter misâli!
..
Şubat vurgunu yürek darbeler almış yorgun
Sevdası kalbinde kanayan bir yara şubat ayazında
Temmuz sıçağında gülen yüzü
Şubat ayında dinmez sonsuz acılarda
Güller ektim adına yüreğime görmedin
Sevdam temuzzdu sıcağıydı sana bilmedin
Her darbeyi taşıyan kalbim yorgun düştü
..