Kahrı vacip
İsyanı farz kıldı kader
Oturup dizlerini dövdü yumruk yumruğa
Yumruk yumruğa çürük et sinesi
Göz çukurlarında inadına yoğuşan kan
Gitti
Su gibi yalın serinliği çarparak yüzüme
Havada acı bir bahar kokusu
Ve içimde yalnızlık korkusu
Bırakarak gitti
GEREKÇELİ HAYAT
saçlarım daha da dağınık şimdi
yatağımdan kalktığım anki gibi karışık
her günü ayağıma doluyorum
güneşi karanlıktan içiyorum artık
Git,
çevir yüzünü, dön arkanı ve git
günümden, gecemden
dahası hayallerimden, düşümden
beynimin içinden bir akşam alıp çantanı
tasını tarağını
Seni diyorum seni
bir tarifi müşkül diyorum
nasıl yazsam diyorum
seni diyorum
seni
senin ellerini
ürkütücü gri bir sessizlik sonrası
asırların felaketine gebe şeytan
diz kırıp
bacakları arasından
ihaneti doğurdu dünyaya
Ne çok hırslı gördüm sizi
ne çok çalışkansız çıkarlarınıza
incecik beline bakmadan
ağırlığının on katını taşıyan
karıncalar gibi
Alışıklığına zaman inat edince huysuz
beyninin ücra köşesinde paslı bir düşünce
hesapsız
aniden belirince kapattı ahşap bir kutuya
karanlık ve derince
ama kapaksız
evet,
ben de hak veriyorum
Adam'a
gerçekten de
-görünmez bir el- var ekonomide
bütün planların ötesinde
Zamansızlığı yılların ve de işgüzarlığı
ukala bir bilici var başımızda
sen düşlerini uyanık tut
hayallerini sıcak
elbet bir gün yorulacak dünya
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!