.
saat elinin körü;
sızımla kaldım su
sızımla kandım
bak ben ne kanadım
kan kaldım
sen gittiğinde
ılık sütler hazırlarım
ben içerde uyurum
ben senin için
neler içerim neler
nelere uyurum
sıra serviler
leğenler
ılık sütler
viskiler
en çok bira
yanına sigara
zehri alemi içtim birde
en çokta toprağa
ellere verir gibi
gülü düşürdüm yere
sen düşürme su
sen gitme
hele gün göverince
kördüm
belki körpe
öyle düştüm ellerine
bak ben içmeyi sevdim
en çok su içmeyi
birde çay içmeyi
ama en çok su
fakat neden su
bilmiyorum
sanırım seviyorum
evet seni seviyorum
neden diye sorma
ben sormuyorum
sevmişim işte su
sen ölüme gittin geldin
bende gittim geldim
en az üç kere
yarılan kafamla gördüm
kanı yüzümde işte
sen kan görme
ben çok gördüm
“fena kırmızıdır”
ben içtim su
eskiden limonata içerdim
büyük ölümlerden sonra
elbette sigara
türkülerim neden yarım
bak nefesime anla
ben çok içtim su
sarhoşta olmadım sonra
ben su içtim
hem de çok
öyle çok
çünkü çok
neden diye sorma
ben içtikçe sevdim
“yağmurun elleri varmış” su
yalan
külliyen yalan
saçmalık düpedüz
neden dersen
o kadar çok el
kimsede olmaz
yağmur ne anlar
kimse olmaktan
kimsesiz kalmaktan
bak yalan değil mi
inandın bana
bende inandım
ben sana da inandım
bazen inanmadım
kimse yağmura inanmaz
yağmurda ağlamaz
gök ağlar
ben öyle diyorum
fakat neden
bilmiyorum
soruyorum işte
sen söyle su
yağmur neden ağlasın ki
göz ağlar mı
insan ağlar bak
yağmur anlamaz
bende anlamam zaten
ağlayan yağmurlardan
peynir gemilerinden
ıssız limanlardan
kayıp kentlerden
sürgünlerden
sen sürgün değilsin değil mi
değil mi su
kim sürgün ki
ben değilim
ben tutsağım çünkü
evet ben tutsağım
fakat neden
bilmiyorum
belki değilimdir
öyle olsa çok gülerdim
pencerelere hüzün çizmezdim
bayatlamış aşklar
yıllanmış şaraplar
kokmuş denizler
kalbur üstü insanlar
bak ben var ya
hiç bir insana tapmadım
insandan gayrı
tapmamda
banane derim çünkü
oda insan
bende insanım
fakat neden
yüksek olsun ki benden
değil mi
neden bilmiyorum
böyle diyorum
evet çok diyorum
birde nazlı dedi ki
abi sen safsın
evet safım dedim
ben saflığımı seviyorum
belkide farkındayım
nazlı kızdırmadı beni
doğru dedi
ben safım
sende safsın su
neden bilmem
safsın işte
çok safsın
küçüksün ondan bel ki
belki insan tanımadın
ondan bel ki
ben çok tanıdım
bak ben ne insanlar tanıdım
yağmur yağardı
ben ıslanırdım
o yüzden su’ya kaldım
ben sana kaldım
beni yıkayacaktın
ben safım
salağım demeyeyim
fakat bazen salağımda
neden dersen
çünkü bilmiyorum
belki ondandır
bak şuradan neler akar
toz konar
kül tutar
böcek konar
çiçek açar
böylesi bir doğa var
fakat ben korkarım
tüm günleri sırtıma alıp
özgürlük var
özgürlük var diyemem
çünkü neden
bilmiyorum
her şey yalan diyen var
bir ölüm gerçekmiş
ben günaydın dedim
bilmem kaç sene evvel
var ya su
ölüm vicdanın habercisidir
gelir kendini hatırlatır
bilirim sen bilirsin
gördün yaşadın
ben bilmem
ben çok kafaya takmam
çok yaşayınca
alışıyor insan
bak bu güvensizlik değil
gerçek işte
öğreniyorsun
sonra her şey
su gibi gelsin diyorsun
sen bilirsin beni
beni en çok sen bilirsin
çünkü ben
herkese
seni seviyorum demem
ben az derim
öz derim
belki hiç demem
desem de söylerim
esirgemem
uykum geldi su
sen gelmedin
gel kalalım uykuya
sırtımı sırtla
kokun gelir nasılsa
bir yere gitmezsin
nefesinde burada
neden
çünkü buradasın
sırtımı sana yaslamışım
bak güvenmiyorsan
sırtını kimseye yaslamamalısın
yaslanmış sırtla
ve güvende varsa uyumalısın
geri dönsün elim
ellerin vardır senin
ellerini görmedim
çevir yüzünü
ellerim dinlensin
uzak olmasın
kimse tutmasın
seni ben tutarım
seni ben tutarım
tutarım
atlama sakın
pencerem gövdeme çizilmiştir
bakmayın
su yılı / ellerin vardır senin
Zafer Zengin EtnikaKayıt Tarihi : 19.8.2006 01:49:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
çok güzel buluşlar var ama....
fazla boşveri barındırmış ve şiirsellikten uzaklaşmış....
TÜM YORUMLAR (1)