Ahmet on yedisinde,
harman yeri cehennem;
her saniye büyüyen alevler
ve kalabalık seyirde insanlar.
Urgan ipi sarıp beline
dalar yalım aleve,
kurtarır traktörü.
Su sıkar nice sonra
geride kalan saman küllerine
geç gelen itfaiye.
Bir yangınla başlayıp
ve yetişen suyla
devam ederim hayale ben de.
Kara Fatma, sert gelin
umutlarla göç edilmiş
kasaba şartları
acımasız izler
bırakıyor çok derin.
Bir kız, üç oğlan,
Baba Celal inşaatlarda,
yaz çalışıp kış geldiğinde
kıt kanaat bir geçim.
İstek çıktı Celale
Gel çalış Fransa ülkesinde.
Gitmeli dedi,
Git dedi Kara Fatma.
Senede on beş gün gelirdi
Başında fötr şapkası ve
portakal renkli takımıyla.
Yangını hafiflerdi kadının.
Seneler hızla geçti,
ortanca oğlan da
babasıyla gitti.
Dönmeli dedi adam,
Gelmelisin dedi
Kara Fatma.
Bir gece bekarların
kaldığı yurtta
şakayla başlandı,
tek kurşunla bitti.
Celal vuruldu.
Umutla gitti tabutla geldi.
Bir yangınla başlayıp
ve yetişen suyla
devam ederim hayale ben de.
Tren vagonu gibi
sıraladılar kerpiç
dört göz odayı yan yana,
söğüt fidanları diktiler sonra;
dört kız, bir oğlan,
anaları Mihri,
babaları Mustafa.
Kadın alımlı
kadının gözleri sürmeli,
şalvar ve kara örtme giyitli;
yine de belli olurdu
vücudunun diriliği.
Baha sırım gibi,
uzun bacaklı ve
kara yağız delikanlı.
Düştü kadının üstüne,
korktu kadın beğense de...
Uzak dur dedi benden,
alıcı kuş gibi
döndü durdu
peşi sıra oğlan.
Gecelerden kimsenin
olmadığı bir gece
kadın aldı aşığını eve.
Duramadı oğlan
gitti geldi zevk gecelerinde.
Gören oldu,
duyan oldu dile geldi.
Ne alımlı kadın
ne de kara yağız oğlan
hissetmese de.
Bastı gecenin
en koyu karanlığında kocası,
kaçtı oğlan.
Kovuldu kadın yuvadan.
Sağ olan ananın
çocuklarında hüzün ve
kırılmış boyun,
yetim kaldı
bebeleri o zaman.
Bir yangınla başlayıp
ve yetişen suyla
devam ederim hayale ben de.
Kayıt Tarihi : 17.5.2007 19:50:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Yaşamda bazen adına 'şey' denilen anlatımın şiiri.
TÜM YORUMLAR (2)