duvarlara düşen gölgenle
sohbet ederken yırtık düşlerim
yaralı dilimde buruk şarkılar var
Orhan Veli'nin dediği gibi
'' eskiler alıyorum
alıp yıldız yapıyorum
musıki ruhun gıdasıdır
musıkiye bayılıyorum ''...
çalmayan saatlerin yel/kovanı peşimde
tutanaklar serili tahta masada
kalem kelimelerle vuruşuyor
samanlı kağıtta sözcükler yanıyor
mısralar anıların suretinde daralırken
kalbimdeki kasımpatı çığlık çığlığa
seni özlemek
çocukluğumu özlemek gibi
asırlık iskelede
aklımdan tren katarları geçerken
hayaline bakıyorum
yıldızlar ülkesinde
ellerimi bulabilsem
kuşların kanadına asacağım adını
düşüreceğim kanayan dudaklarımdan
dingin hayallerimin
ölüme denk gelen yanını
mesafeleri tırnaklarımla yıkıp
eskiyen akşamların eteklerine kuracağım
hayatın perdesini
ve
kana/ya kana/ya gezeceğim
kaldırım taşlarının açlığında
peşpeşe devireceğim güz yağmurlarını
dinle,
zılgıt çalıyor rüzgarın kahkahası
kahverengi yağıyor bulutlar
su tutmuş gerdanım solgun
bir oktavlık çıkıyor sevdamın sesi...
eğri kelamlarda kıyamet koparken
zil zurna olan acıların esvabı
yağmalıyor pembe sardunyayı
umudun cenin hali düşüyor halıya
şimdi,
hangi diyarın bahçesindeysen
en duru sessizliğinle sev beni
sevdam,
tuzlu suların yakamozlarında gizli... 05.12.2013
Kayıt Tarihi : 5.12.2013 18:41:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!