-Bir insan günde en az 50-100 litre/kg. içme ve kullanma suyu tüketmek durumundadır. Bir yılda eder en az 20 ton.
-Bir insan yılda 500 kg çöp/atık üretir.
-İstanbul 16 milyon kişi.
-20 ton x 16 milyon = 320 milyon ton oluyor İstanbul şehrinin yıllık su tüketimi.
-500 kg x 16 milyon = 8 milyon ton oluyor İstanbul şehrinin yıllık çöp/atık üretimi.
-İstanbul şehrinin yüzölçümü 5.300 km.kare = 5.300.000.000 m2 dir.
-İstanbul şehrinin yılda yağan yağmurun yüksekliği 70 cm= 0,7 metredir.
-İstanbul şehrinde doğanın iklimin sürdürülebilmesi için yıllık en az 60 cm yağış olmalıdır.
-70 - 60 = 10 cm yıllık yağıştan bizim hakkımız olan suyumuz var demektir.
-5.300.000.000 x 0,1 = 530 milyon ton eder.
Bu teorik bir hesap. İstanbul şehrini bir laboratuvara yerleştireceksin, kaçakları sıfıra indireceksin falan...
Veya çok bilimsel çalışacaksın şehrin her metrekaresini planlayıp denetler duruma geleceksin...
Konu 8 milyon ton çöp, 320 milyon ton su değil.
Konu, bu dengesizlik, limitlere sıkışmalar neden.
Bir coğrafyaya kaldıramayacağı yük neden.
İnsanlar neden özgür-sağlıklı kırsal yaşam ortamlarından koparak İstanbul'un boğulası-güvensiz-sağlıksız ortamına koşturuluyorlar.
Yatay yaşam dikey oluyor. İnsanlar memleketlerini bırakıp büyük kentlerde yoğunlaşıyor. Peşlerinden su taşınıyor, elektrik taşınıyor, balkonlara lahana, küvetlere kurban taşınıyor. Kırsalda doğaya katkı olan atıklar burada başa çıkılması zor dağ yığınlarına dönüşüyor.
İstanbul'un insanı köle yapan arazisinin metrekaresi milyonlar ederken, vatandaşın terk ettiği yaşam ortamlarında arazi para etmiyor.
Boşaltılan o güzelim yurtluk araziler boş kalmayacaktır, kim bilir kimlerin eline geçecek ve değerini bulacaktır.
Bizimkisi çarpık ekonomi, sapık siyaset. Sapık ekonomi, çarpık siyaset.
Ne denirse densin KÖTÜ SONLANACAK BİR GİDİŞTİR BU.
Büyük kent yığılmalarını önleyici, nüfusu yurt sathına yayıcı politikalar gerekiyor.
*büyükharman*
İbrahim DurmuşKayıt Tarihi : 14.2.2014 12:37:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bizimkisi derken oradaki biz kimdir.
Dünyalıların tamamı mı?.. Latin merika ülkeleri mi? Ön asyalılar mı ..uzakdoğulular mı..v.b
Birilerininin geri zekalı mısın kardeşim..Istanbuldan bahsediyor yazar dediklerini duyar gibi oluyorum.
Modernisit kentleşme local bir sorun mu ? Küresel veya kürenin bir çok yerinde olan sorun mu?
Konunun sosyolojik analizine bağlı nedenleri , sorun tanımı ve çözüm önerileri bu perspektifi aşan bir düşüncedir diye düşünüyorum.
TÜM YORUMLAR (2)