Sarılmış dağlara, ince ve uzun,
Bir renk yumağının ipleri gibi,
Açılır çiçeği ovada yolun,
Cennet bağlarının çiçeği gibi.
Ormanın koynuna giren şu dere,
Vuslat şarkısı mı söyler nehire?
Takıldı gözlerim yerde izlere,
Bir su perisinin elleri gibi.
Hayal aleminde kendimden geçtim.
'Çoban çeşmesinden' eğildim içtim,
Kaptım sazı, yollarınan söyleştim,
Ormanın şakıyan dilleri gibi.
Bu renk havuzunda, çimdi gözlerim.
Dal dal, çiçek çiçek gezdi gözlerim.
Yol gider, iz gider,ben de giderim.
Sözüm var Yunus'un sözleri gibi.
Aşkın ateşiyle yandı bu gönül,
Sevda pınarında yundu bu gönül,
Muhabbet dalına, kondu bu gönül,
Tanrının misafir kulları gibi.
DOSTOZAN' ım dosta name yazarım.
Elimle bahtımı, yazar bozarım.
Melek olsam bu dünyada azarım,
Dilleri var yılan dilleri gibi.
'Marşca ve Kar'dan
Mehmet Hanifi SarıyıldızKayıt Tarihi : 16.7.2008 11:05:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!