Şehir üstüme üstüme geliyor
sanal dünya sanki yıkılacak başıma.
Daraldım, muhtacım bir yudum huzura,
Şöyle Ege’ye doğru uzansam,
Misal Buharkent’te alsam soluğu,
Özlemin kır bahçesinde,
Atıp derdi tasayı ardıma,
Sohbet etsek Horasan gazisinden
hasattan, tarladan, bahçeden,
Çaylarımızı yudumlarken keyifle.
Sonra çıkıp gezsem, Ericek, Feslek Gelenbe
Gündoğan, Muratdağı, Ortakçı
derken alsam soluğu Savcıllı’da,
İncirli sofralarda bal damlasa dudaklarımızdan,
Bir seher vakti toplayıp dertlerimi
Menderes nehrine atıp yürüsem rüzgara karşı.
Feslek çayı, Kızıldere yetmez yine de
Arınmalı şifalı sularında,
nasıl yenilenir bu beden,
Tüm beldeyi çeksem bir nefes gibi içime,
Sonra açsam gözümü bir üzüm bahçesinde,
Gönülden gönüle bir köprü kursam.
Ne hakk’ın verdiği ballı incire,
Ne güler yüzlere, tatlı dillere,
Ömüre can katan bahçelerine,
Doyum olmuyor, doğanın sihrine.
Bastım özgürce çıplak ayaklarımı toprağa
doğayı, dağı, taşı, çayı, ırmağı işledim gönlüme
yine de doyamadım Buharkent’ime.
09.07.2014 Belgin Turan
Kayıt Tarihi : 27.9.2019 15:21:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
beğeniyle okudum
TÜM YORUMLAR (1)