Saçma ey göz eşkden gönlümdeki odlara su
Kim bu denlü dutuşan odlara kılmaz çâre su
(Ey göz! Gönlümdeki (içimdeki) ateşlere göz yaşımdan
su saçma ki, bu kadar (çok) tutuşan ateşlere su fayda
vermez.)
Kara gözlüm bu ayrılık yetişir,
İki gözüm pınar oldu gel gayrı.
Elim değse akan sular tutuşur
İçim dışım yanar oldu gel gayrı.
Ayların sırtında yıllar taşındı,
Devamını Oku
İki gözüm pınar oldu gel gayrı.
Elim değse akan sular tutuşur
İçim dışım yanar oldu gel gayrı.
Ayların sırtında yıllar taşındı,
Saygı ile..
Türk Dünyası'nın abideleşmiş bir şairiyle yüzleşmek, beni hem heyecanlandırdı, hem de -doğrusu- boyumun ölçüsünün bilincine vardım. Hakkında söyleyebileceklerim öylesine sınırlı ki... Uzman dostlarımızın bilgilendirmesi, bizleri elbetteki mutlu edecektir.
Özgün beyitlerin günümüz Türkçe'sine çevrilmiş olması, bizler için ayrı bir şans olmuştur. Ayrıca, kutsal kandil gününde seçilmiş olması da şayan-ı takdir olmuştur.
Aruz veznini, sadece ders konusu olarak öğrendim ve öylece kaldım... Melodiyi içinde taşıyan aruz, sözsüz de söylense aynı tadı veriyor. Bu nedenle olacak ki altmış yıl önce ezberlediğim bir beyti, halâ mırıldanmaktayım:
' Kamu bimarına canan devayı derd eder ihsan;
' Niçün kılmaz bana derman, beni bimar sanmaz mı?
Ölümsüz Türk Şairi FUZULİ' yi rahmet ve hayranlıkla anıyorum.
*Nadir ŞENER HATUNOĞLU: matematikçi-bilim uzmanı*
Körü körüne bağnazlık, bir saplantıdır. Bu ise insan kendi köküne ve soyuna bağlılığı değil, içten içe çürümüşlüğe işarettir. Edebiyat su gibi bir yaşamdır..onun tüm işlevini bünyesinde barındırır..Su işlevini bitirirse yaşam ve aslında, konumuz açısından, edebiyat biter.
Edebiyata bu yönüyle yaklaşım ise bir felsefedir. Böylelikle edebiyat aynı zamanda bir felsefe ise o kaynağını sadece ilhamdan değil bilinç ve mantıkla bir bütün oluşturur.
Dedemize, atamıza, geçmişimize bağlılık ve saygı bu alanda ondan iki adım öte gününüz cağını içselleştirmek/içinize sindirmektir.
Kişinin dini inancı tartışılmaz, eleştirilmez..o 0 zamnında ise siz 0 a 1 diyemez..,600 ise onu 700 yapamazsınız.. Ama topluma din odaklı edebiyat..felseve ve su duracak..ilerlemeyecek..akmayacak hep 0 ile 600 zamanına özentili yaşanacak ve hayatın her alanına da girecek; eşler arası..ekonomi, siyaset..oturup-kalkma..yeme içme ye kadar sosyal yaşama karışacak ve edebiyatı ise – 1..e taşıyacak derseniz ..işte bu kökeninde edebiyata da ataya da saygısızlığın en büyüğü ve çürümüşlüğü olur düşüncesindeyim.. Ve bu köşe her zaman değil ama, bu körü körüne bağlanmışlığın kimi seyirci ve katılımcıları..desdekcileri ile ha bire suyu geriye/ters yöne salmakla muşgül olduğu intibası veriyor..İntiba bu ne dersiniz, deyin!
Fuzuli´ye evet..şiiri harika..ama yukarda ki anlayışa yuh..yuh..yuh; Mahsuni Şerif yuhlamsı…
Bir anekdot:
'1960’lı yıllar... Necib Fazıl hapisten yeni çıkmıştı. Arkadaşlarla evine ziyarete gittik. Başka misafirleri de vardı. Cahit (Zarifoğlu), “Üstadım kitablığınıza bakabilir miyim?” diye izin istedi. Üstad izin verdi. KİTABLIĞINDAKİ ESERLERİN BİR ÇOĞU FRANSIZCA İDİ. Bir köşede klasik batı müziğine ait plâklar vardı. Beethoven, filân... Üstad tam bize bir şeyler anlatmaya başlıyor, ayakta kitablığı inceleyen Cahit bir soruyla sohbeti bölüyor: “Bu kitabı nasıl buldun Üstad?”, “En çok hangi müzisyeni seviyorsunuz?” gibi... Birkaç kez böyle tekrar edince Üstad dayanamadı, Cahit’e dönüp aynen şunları söyledi:
-Artist, virtüoz burda konser veriyor, sen orada notaları karıştırıyorsun
Fuzuli konuşunca susmak gerek dedim....
en sevgilinin sevgilisi..doğum günün kutlu olsun bize..
Aşkının ışığıyla parlasın kandilimiz..
..
kendisine yazilan siiri akarken sustu nehir...
nehrin dibinden,caglari caglayan Fuzuli gelir...
ask ile yikar zamanin kirli yagmurlarini
yeryuzu cicek acar,gokyuzu renklenir...
'su' diye bagirir dag,tas,ova,deniz
yagar yagmur,ben islanirim,tanri sevinir...
:)))))))
diyecek soz bulamayinca,dedim gittim....
herkese saygilarimla....
Bir dal/ın kökünden kopmak istemesini anlayabilmek çok zor! ...Benim ne aklım ne de usum pardon aklım fikrim almıyor dostlar.Dostlara selam.
Ayrıca Fuzuli’nin pek çok şiirleri ilim/bilim/dilim özlerine dünyada ki pek çok dillerde sentez oluşturmuş, ilham vermiş ve Rusça, Arapça, Farsaça, İngilizce, Almanca, Çince..Kürtçe, Lazca..Erminice..Yunanca gibi 77 ülke diline çevrilmiştir.
Artık sadece Nazım ve Yunus şair ve ozanlarımızın değil Fuzuli gibi nice bu evrenin şairi yetiştirdiği onun ilim, bilim, dilim degerlerinin her dünya vatandaşının bilip-öğrenmesi ve diyelim ki bir Belçikalı gence dünya edebiyat tarihini öğrenip nice ilhamlara bürünerek gelecek kuşaklara çağdaş eserler ürettirecektir… Amaç ve gaye..aşandırmadan burada ki gidilen yol budur!..
Bu tür dünyada ki tüm tarihte kalan şairlerin şiiri, 1500 yılların dilinden 1700 lere, oradan 2000 li yılların diline aktarılması ve çevirisi yapılacak ve 2200 ya da 2500 lü yıllarda muhtemelen konuşulacak o günün başka lehçe ve gramerine çevirilerek.., 5 ..10 ..hatta 20..değişik şekillerde çevirisi yapılarak hep geride kalan tarihte ki dillerin yaşatılması sağlanacaktır.. ve sol tarafdaki ön,arka yan, iç ceblerimizde, sağ elimizde ki orjinal şiirin devamlı çevirileri olacaktır..
Şimdi ki edebiyat ve şiirlerde yukarda ki gibi düşünen günümüzde ki düzende..ve bu arenada kendi edebiyatını da hortlatma acaba.., Aziz Nesinlik oran meselesi misdir? Soruyorum…yargılamıyorum!.
Ama durum şu oluyor..şiir önce şiirin ne dediği konusunda bir kaç şiir bilimcisi tarafından çevirisi yapılıyor..Yani mesela dünkü şiir..herkes anlamamış tutmuş bir şiir ilimi..bilimi ..dilini bilen uzman onu anlananacak Türkçeye çevirmiş…Şimdi bu günün şiiri de günümüz Türkçesine çevrilmiş..Şimdi çevirinin de çevirisi olunca tabii artık gelecek kuşak şair olup şiir yazma yerine, çevirmen olmak için uz gidecek..uzun gidecek..dere tepe..düz gidecek.. Ve edebiyatımız çevirmen halktan oluşacağı için artık çeviriye gerek kalmayıp..tüm şiirler böylelikle anlaşılır olacak!! Ama bakmışsınız artık ne şair çıkıyor ne de şiir üretiliyor hiç biri kalmamış..
Bana kalırsa eskiye dönük edebiyata ve dile özenti bundan olmalı ki ..bu arana bunda ki sorumluluğunu, geleceği görmüş olarak, yerine getirme aşkıyla yanıp tutuşmuşluğu bu Fuzuli suyu daha söndüremez kanıtıyla devam tüketime..
Ve diyorum acaba Fuzuli yaşasaydı bu parantez içinde günümüz diline çevirisi yapılan bu günün şiirine ne derdi?
Fuzuli´ye Sayıgı başka tabii..ruhu şad olsun..
Saygılar..
Böyle anlamlı ve mükemmel bir şiiri kaç günde yazdı? Sarfettiği emek ve kültürümüze hizmetten dolayı Yazar'a rahmet,Türkçe ye çevirene sağlık diliyorum. Çok çok Anlamlı ve derin bir şiirdi. +10 ve antolojim. Saygılarımla
Kirimi de temizler dirimi de su
İçimi de temizler dışımı da su.
Tevazuda da yetişilmez hızına
Ne kadar yazılsa da haktır doğrusu.
Şaire rahmet..
Seçene hürmet.
güne uyan bir şiir, mekanı cennet olsun..
Bu şiir ile ilgili 92 tane yorum bulunmakta