Şu İstanbul bizi saklasa.
Deli bir yağmur yağsa.
Islak sokaklarında yürüsek.
Kimselerin aramadığı, ihbar etmediği
İki kaçağı olsak şehrin.
Kalabalığa karışıp görünmez olsak.
Birer sigara yaksak.
Sen en sevdiğin türküyü mırıldansan,
Ben Nazım’dan dizeler fısıldasam.
Sesimiz karışıp şehrin uğultusuna, duyulmaz olsa.
Deniz kenarında bir balıkçıya düşse yolumuz.
Eski ahşap bir masaya oturup içsek.
Senin rakın duble, benimki tek.
Kimse tanımsa bizi,
Koca İstanbul bize kalsa, bir sen bir ben olsak.
Ne bir beklenti ne vaat,
Ne bende itiraz var artık ne sende ısrar.
Unutsak tüm gerçekleri.
Utanma diye bir şey olmasa.
Hiç kaçırmadan bakabilsem gözlerine.
İçimden sana yar diyesim varken,
Sen beni seviyor olsan hatta.
Gün bitmek bilmese, yağmur dinmese.
Terk edilmiş bir mekana sığınsak.
Bildiğimiz tüm sesleri susup, el ele dursak.
Hava soğuk, üşüyor olsak.
Öpsem dudaklarından, ısınsak.
Teninin kaydı tenime geçene kadar gün bitmese, sonra ayrılsak.
Şehrin onca günahına karışsa günahımız, affedilsek.
Ömre bedel olsa yaşadığımız.
Bu şehirde nefes aldıkça
Bugünü özleyerek ansak.
(19-02-2007)
Oya ErişmişKayıt Tarihi : 18.3.2011 08:41:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Oya Erişmiş](https://www.antoloji.com/i/siir/2011/03/18/su-istanbul-bizi-saklasa.jpg)
TÜM YORUMLAR (1)