aşkın akıntısında batıp çıkan bir zaman değil mi şu hayat dedikleri
hani bütün ışıklarıyla birinci sınıf bir hüzne dahil ettiğimiz
parklar sokaklar meydanlar ve insanlar değil mi..
hani bütün seslerin çığlığa dönüştüğü bir yangın yeri
ve çalan sirenden çok daha sonra olay yerine ulaşan bir arazöz
takviye ekipler halatlar merdivenler ve soğumaya bırakılmış
o en sıcak anılardan kalan bir avuç toprak ve kül değil mi..
hani uzun bir yolculukla başlayıp biten bütün romanlar gibi
hikayenin en can alıcı yerinde dağılan dikkat
dolanan bir düşünce uyuşan bir uzuv
ve belki de bir bahar dalgınlığı gibi göğsümüzü saran
o garip ve uçucu his değil mi mevsim ne olursa olsun..
geriye dönüp gelecekten çaldığımız ve geleceği düşleyip
bu günü yediğimiz yavan bir öğün değil mi yahut..
yahut da inatla gözlerimizi kapadığımız o en yalın gerçekler
ortak olduğumuz suçlar ve susup da sıramızı beklediğimiz
o yapay gülüşlerden inşa edilmiş sit alanının ardında
giderek daha da büyüyen bir gömütlük
ve sayısı her gün artan ölüler toplamı değil mi..
hani bütün şarkılarla ömrümüze ortak ettiğimiz
sözler çiçekler ve nehirler gibi er ya da geç kuruyup
yok olup gidecekler değil mi...
aşkın akıntısında batıp çıkan bir hayat değil mi şu geçip gittiğimiz
ve bir türlü deniz seviyesinde olamadığımız..
Kayıt Tarihi : 12.3.2014 04:03:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Yazmaya devam edin Sn. şair,mükemmel yazıyorsunuz.
Şiirlerin olmazsa olmaz konularıdır: aşk ve hayat. Şiirdeki hayata olan yılgınlık, hayatla başa çıkamamanın aczi ve yapılan mücadelenin boşluğu çok güzel anlatılmış tebrik ediyorum.
TÜM YORUMLAR (30)