Son değirmenci öldüğünde, Çöl'e dönecek o dağlar
Oysa o mor dağlar, şiir yeridir; ıslık çalmayı bilene
Korkunç masallarla büyümüş tedirgin bir çocuğum.
Eksik uykularımı sağır edici değirmenlerde tamamladım.
Bundandır, devasa kentlere acemi bir kırlangıç oluşum.
Yitirmedim aslında ıslığımı, dudağımın çatlağına sakladım.
Beş çeşit ıslık bilirim, hiçbirini unutmadım, sakladım.
Islık çalmayı, saçları kınalı çoban kızlardan öğrendim.
Gelin Muarı'ndan ellerimle su içip ıslık çalsam,
Hayradost'tan duyulur hâlâ, ıslıklarımı sakladım.
Su düş'tü, düşümü yitirmedim daha; sakladım, susadım.
Pariste salyangoz yiyen mor saçlı kız -morunu çaldım-
Nasıl da benziyordu dokuz köyün en güzeli Yeter'e.
Mor'unu dudaklarıma akıtıp kınalayıversem, Yeter'di.
Yapmadım bunu, anlamazdı; kör olurdu yok yere.
Sen benim, eli kanlı kentlere ve evlere yabancılığımsın;
Yüzüm, ellerim, ıslığım yabancısı; sisten fışkıran kentlerin.
Bakarsın karalayıp yüzümün aynalarda ikiye bölünüşünü,
Uçurumlarından başka fotoğrafı olmayan -değirmensiz-
Şiirsiz bir kente giderim; ıslığımda, o şımarık gülüşün.
Kayıt Tarihi : 8.5.2006 19:57:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
cenk aksal
Turhan Toy
TÜM YORUMLAR (4)