şükür kavuşturana dostum,
bak birbirimizi bulduk sonunda!
buraların yabancısı da değilmişiz aslında...
yavaş yavaş anımsıyorum
biz seninle on yıl önce de buralardaydık
güzellerin bakışlarında aşka dair kanıtlar arardık
maziden bodoslamasına dalıp tosladığımız
şu iç karanlığı
sinmemişti henüz üzerimize
fiyakalı balkonlardan fırlattığımız
bir göz kaçamağı
yetiyordu içimizde ölenleri diriltmemize
bir günden diğerine kovalandığımızda
nefessiz kalmıyorduk böylesine
adanın mimozalı sokaklarında
muhtaç değildik martıların sesine
o zamanlar daha gençtik
izin vermezdik varoluş güvertemizin suyla dolmasına
uçurduğumuz güvercinlerin siste kaybolmasına...
dünü bugün sanmışız
oysa
bir geceden tam üç bin altı yüz elli gün sonraya uyanmışız...
şimdi
kime sorsak yanıt veremiyor bize;
“şu içinde bulunduğumuz çağ kimin çağı?
kim kimin eline verdi bıçağı?
emekli olmuş mu yoksa mektup açacağı?
hala yaşıyor mu o hain elektrik kaçağı? ”
bilmiyorlar... bilmiyoruz... bilmeyecekler...
hatırlar mısın?
ne günlerdi onlar…
bozuk parayla alınan bir jetonla toplanırdık hepimiz
ne olduysa
cep telefonlarından sorulur olmuş yeni buluşma yerimiz
eski alışkanlıkları biriktirmeyi unutmuşuz,
savurmuşuz avucumuzdan
gençliğimiz yittiğinden beri,
karlar da kalkmıyor saçlarımızdan
eskiden bindiğimiz sandalı
mehtapsız bir gecede batırmışız
bugünlerde hakim renk yalnızlıkmış
biz modayı karıştırmışız...
yeter artık dostum
gönüllerde bırakalım o eski saltanatı
kopsun inceldiği yerden geçmişin halatı
ceplerimizde dokuz suaresine
iki bilet alacak kadar para kalmışsa
şanslı sayılırız
sanal gerçekliklerden dümdüz devam edip
bilmem kaç metre öte gittik mi
kesin ayılırız!
haydi bırakalım
bir kez de
umurumuzdan sınıfta kalsın şu dünya
daralmasın yollarımız varmadan aya! ...
10.10.2005
Aydın ÇevikKayıt Tarihi : 14.12.2005 22:22:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!