SU ÇİNGENESİ
Aşkın sınırındayım, Hızır!
Bile isteye çengellere astım ruhumu
İzdüşümüne püskülleri düştü karanlığın.
Avurtların utancın delgeçi
Yeknesak olmadı bende hiç;
Tacında defne yaprakları aşkın.
Beceremem ki ben gelgeçi.
Seninle söz büyüdü mine mine
Buklelerle açıldı goncası dizelerin.
Akrilik bir düş
Alacalanan feryatlarla düştü papirüse.
Safdil bir aşık efelendi: dilemma!
Kendinden beklenmeyen bir cevvallikle,
Tunç kalpli insancıkları ürküttü yine de: kalkışma...
Anlamak istemedi bunu sevilen;
Anlamlandıramadı,
Gelmiş geçmiş tüm masal kahramanları;
Her neredeyse iblisin mihrakları.
Saplansın kör geceye,
Zihnimden isyanın mızrakları...
Yorumladı bir vakit turaç kuşu olanları
Güzellemeler serpildi destanlara
Destanlar ki sığmadı kopuzlara.
Serpuşumda aşk,
Umulmadık bir anda.
Göğe sindi nakışların... bulutlara...
Kalemim hâlâ sen kokuyor;
Büyüyor hâlâ söz; kulaksa sağır.
Aşkın sınırındayım, Hızır!
Dur durağı olmayan aşk pirayesi.
Ben, yersiz yurtsuz;
Meramsız, dili tutuk , pejmürde
Su çingenesi.
Yusuf Gökbakan
Kayıt Tarihi : 21.7.2018 01:54:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!