Şu benim divâne gönlüm
Yine halden hale düştü
Doğuşundan dokuz canlım
Mukaddes bir bel’e düştü
Bölendi lezzete haz’a
Döndü kays adlı hâlsıza
Leyla oluverdi göze
Mecnun olup çöle düştü
Destur almadan giderken
Sefinede seyrederken
Tefekkür ettin mi neden?
Yûnûs nebi(a.s)göle düştü
Ehl-i Kehf’lerdeki kelbe
Eyyüb’de(a.s)dil ile kâlbe
Musallatı gör bak gelde
Hepsi, iki tele düştü
İlmin bahrine bir el at
Manâ ince mevhum galât
Habibine selâm salât
Olup tatlı dile düştü
Çobansız güttü davarı
İmânıdır yoğu, varı
Havalanınca yukarı
Hasırda yok çula düştü
Birde baktım bal arısı
Kuru petek bal sarısı
Bom ya, kovanın gerisi
Zehir saçan dile düştü
Seyrederken nazlı, nazlı
Bazen yavaş bazen hızlı
Bazen yavan bazen tuzlu
Derde deva bala düştü
Güzellikler Allahtandır
Odsuz ocak kuru tandır
Boş mideyle sırıtandır
Haramiden yala düştü
Uyandı derin uykudan
Hayatı var eden sudan
İçince çıkıp kuyudan
Âşka giden yola düştü
Ay ikiye yarılınca
Taş miraçta dirilince
Dikenine sarılınca
Rayihası güle düştü
Gönül güzele doymuyor
Güzel gönülü koymuyor
Nahoş mabeyne uymuyor
Güzellikle yola düştü
Güzele güzel bak diyor
Güzel güzeli seviyor
Güzel gül ile dövüyor
Gülmeyenden celâ düştü
Hasret közü kavurunca
Başı taşlara vurunca
Rüzgâr külü savurunca
Gül bezeli sıla düştü
Gece gündüz ağlayacak
Yeşil kuşak bağlayacak
İSLÂMİ'yse çağlayacak
Kevserdeki sele düştü
Mehmet İslami
Kayıt Tarihi : 27.1.2021 22:45:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!