Kalçada protez üşüyo babam,
Başında sarası düşüyo babam,
Gelince dostları coşuyo babam,
Muziptir, tatlıdır, şu benim babam.
Hayat boyu iki hanım eskitti,
Kendi yedi içti, kendi üretti,
Türlü dertlerinen bir ömür bitti,
Muziptir, tatlıdır, şu benim babam.
Şu anda seksen beş bilin ki yaşı,
Eskiden yaşardı hayali düşü,
On beş yıldır dertden kurtulmaz başı,
Muziptir, tatlıdır, şu benim babam.
Başı yumuşaktı hem de hamarat,
Var idi elinde bir sürü sanat,
Gariban kişiye olur kol kanat,
Muziptir, tatlıdır, şu benim babam.
Öküzler gelirdi çakardı nalı,
İşi biten kalkar alırdı yolu,
Şakabazdı hani tatlıdır dili
Muziptir, tatlıdır, şu benim babam.
Çok şeyler sığdırdı seksen beşine,
Angarya gelirdi peşi peşine,
Eli değmezdi ki kendi işine,
Muziptir, tatlıdır, şu benim babam.
Güz gelince saban kurar çift için
Kasım gelir soba yapar ne biçim,
Bahar gelir tırpan dişer o biçim,
Muziptir, tatlıdır, şu benim babam.
Seksen beş dedi yaş ense yatakta,
Meleşir kuzular hepsi ayakta,
Sineler yaralı, gönül merakta,
Muziptir, tatlıdır, şu benim babam.
02,05, 2013
Yirmi yedi Mayıs hekime gitti,
Ağırdı dertleri eridi bitti,
On üç Haziranda bizi terk etti,
Muzipti, tatlıydı, şu benim babam.
Üzüldük ağladık amma ne fayda,
Yürekler burkuldu bitmedi sevda,
Her şey oldu bitti bir buçuk ayda,
Muzipti, tatlıydı, şu benim babam.
Nur gölünde yatsın seveni çokmuş,
Yavrular dertlenmiş boynunu bükmüş,
Seksen dört yıl bir ay ömür tüketmiş,
Muzipti, tatlıydı, şu benim babam.
S. 692
Bekir KaraçamKayıt Tarihi : 14.5.2013 16:22:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (8)