Usulca sakladı öykülerini adam
etrafında dolanan isimden fi(i) llerin
-belli ki
kalabalık bir anason kokusuydu ay o akşam
zamanı kurulmuş sevdalarda yalnızlığına sunulan
ve şiir
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Ne denilebilinirki...Alkışlar....tebrikler...yunus karaçöp
bazı şiirlerin üzerine yorum yapılamaz.ne bir şey eklenebilir ne de çıkarılabilir.sadece okuyacaksın.ve diyeceksin ki işte bu.bu böyle bir şiir ve güzel bir şiir.
Usulca sakladı öykülerini adam
etrafında dolanan isimden fi(i) llerin
Bir çok insanda benzeri var ama.))tebrikler
Bin yorum yazılsa zor ulaşır sende ki maksada, bilirim de diyemem..sus der beynim ağzıma yalnızca..sevgili Reşide striptiz değil soyup çırılçıplak etmişsin, ağır ağır değil aniden..kral anadan üryan kalmış be kızım..vay senin kalemine düşen bahtsıza vayyy.sevgiler çocuk hep böyle mert ve dik duruşlu ol, sakın değişme.
Adam ve...
Kirli sakallarını o değilden kaşıdı adam
Gözleri, ufukta batan güneşi avlarken karşı dağlar
Kirliydi camlar
Canı sıkılıyordu besbelli,küfretti karanlığa
Çare olmayan cüce mumlarına,kaplumbağa hızların
Bi papazkarası daha açtı
Önce oturdu,olmadı kalktı yalnızlığı adımladı
Camdaki yağmuru saymadı,birde yıldızları
Ha bide parmaklarını
Yinede fena sayılmazdı...
Çarptı sinirle, sokak kapısı ya kapandı ya kapanmadı
Canı yandı kesin,adamı tek anlayandı
Çöplük, yanından geçerken adamı arzuladı
Buraya çöp dökenin anasını.....
İskeledeydi artık,birkaç sandal sevindi gelişine
Diğerleri belli ki kendi dalgasındaydı
Parmakları yanınca anladı
Son sigaranında acıtarak terkettiğini
Fırlattı telaşla kendi dalgasında olanlara
Yanan parmaklarına küfretti
Yürüdü
Öylesine
Düşünmeden,boş gözlerle adımlarını seyretti
Bişeye çarptı küt diye
Yada bişey ona
Önüne baksana be adam dedi
Yalnızlığı
Özür bile dilemedi...
sevgili reşide adam aynı adam olmasın gı :)) yalnızlık adama tvist bilem yaptırır. cüretimi mazur gör senin striptizcinin yanına bi arkadaş gönderdim. Sarayönünün bozkırından başkentin karmaşasına selam olsun ve sana elbette.
tebrikler....
yıldızlara uzanan öyküler...
ve yıldızlaşan ....
selam ve saygılarımla...
şiirleşiyor fi(i)ller. oku-YORUM.
Hepimiz mahpus değil miyiz, kendi içimizde
Gün saymıyor muyuz ki, şu ömrümüzün hapsinde
Bu dünya sanki kafes, kilitli üzerimize
Bilmem kaç sıfır yenilmedik mi, şu nefsimize
Hiç büyümedik ki, çocuktuk hep, ana göğsünde
Farkımız yok diğer varlıklardan, dünya gözünde
Alet ettikse şiiri sapkınlıklarımıza
Kalem ne yapsın, kelam ne, şu yazdıklarımıza
Bunu buraya koyduk mu, şunları da şu’raya
Ş)unu ipe serdik mi ne, bağla ipi bu’ raya
saygılar
Bu şiir ile ilgili 68 tane yorum bulunmakta