Bir süre aradan sonra
ufuk damlalar çiseliyor okyanusta.
Ve küçük bir tekne, bir balıkçı içinde;
yüzüne ovmaya çıktı köşkten damlacıkları
tahta yerler parke gibi, az kaygan, cilalı
kayıp düşmeyecek, alışkın olan
Hava biraz kapalı sılada
Neden böyle düşündü ki,
işini seviyor olmalı;
geriye dönünce karşılanacak mı
karada, bir viking seferi gibi...
Gökkuşağı tepesinde köprü sağmak,
uçurtmanın gökkuşağı ipiyle,
avurt nabzının avuçiçindeki
Yağdı kar, tuttu kar, kurumadı o, ve kurumayacaktı
ama hep de bilinenin...
Güneş gözlüğü gecenin.
Güneş gözlüğü güneşin
yansımasındaki tutmuş karın.
İkisi de birbirinin arası şeyler
çokçana* da öznenin karşıt uçları
Karındaşı mı niobyum titanyumun?
; ama sonsuzluk kadar uzaktır bana -ki iyicesi budur
- 'köprü, çember şeklin getirdikleri'ne.
Öyleyse çember içinde kalalım, bir vakit.
ÜÇ'ten bir fazla; altı'dan geri İKİ, hazırlıkta
ATILIMA! !
Yağmur hızını arttıracak biliyorum... Olsun,
ne çıkar kaybetmekten....
Bazı şeyleri,
biliyorum
**
Ve,
döndü girdi gene
kaptan köşkü
dümen başına.
Bırakmaya koyduğu kahvesi
büyük beyaz kupasında
az soğumuş
kıvamına gelmişti...
-
*bu kelimeyi bi arkadaştan duymuştum. aslında bilinen bi yapı ama çok hoş geldi, burda kullandım
Kayıt Tarihi : 19.2.2007 15:45:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)