Sözün Özü 209 Şiiri - Engin Çakar

Düşünce(râbıta) ile ruh bütünleşiktir. Beyin neyi düşünürse ruh oraya gider. Bazen olmadığımız mekânda kendimizi ordaymış gibi hissetmemizin sebebi de budur. Ruh için mesâfe kavramı yoktur. Görmüş olduğumuz rüyalar da ruhun yolculuk ve serüvenlerinden ibârettir. Ruh rüyayla ilintili olduğu gibi, düşüncenin bilinç altına ittiklerini kişi, düşüncenin gücüyle rüyâsında görür...

Düşünce insana verilen en önemli güçtür. Şuur, bilinç ve beynin tüm mekanizmasını yönlendiren, insanın psikolojisini yöneten düşüncedir. Birçok defa birisini düşünürüz, sonra duyarız ki; o da o vakit bizi düşünmüş. Ya da telefonla tam birisini arayacakken bir bakmışız ki arayacağımız kişi tamda bu sırada bizi aramış. Hemen deriz ki; 'bende tam seni düşünüyordum, kalp kalbe karşıdır derler' diye, işte bu rastlantı değil düşüncenin muazzam gücüdür...

İbadetlerimizde düşüncelerimizi şuurun derinliğini huşuyla birleştirmeyi başarabilirsek, düşünce lütfunu faydalı kullanmış oluruz. Aksi takdirde bize verilen bu yüce ni'meti israf etmiş oluruz. Bize vâdedilen bu keremi, yaratılan ilâhi sanatlara bakarak harcamalı ve yaratılandan Yaradana, sanatlardan Sanatkâr-ı ilâhiye'ye ulaşmak için kullanmalıyız...

İnsan düşünmelidir, mesela bir sivri sineğin yaratılışını; son derece iyi bir tıp eğitiminden geçen tecrübeli bir hemşire bile bazen hasta damarını bulmada nasıl güçlük çekiyor? bir düşünelim! Fakat bir sivrisinek karanlık yaz gecelerinde dahi damarları hiç güçlük çekmeden birbirinden ayırabilir, kanı emmeden evvel bölgesel uyuşturma(anestezi) yapar ve ayrıca bununla da kalmaz minik sivri sinek damardan çıkardığı kanın havayla birleştiğinde kuruyacağını bilir ve bunun için gerekli önlemini alarak pıhtılaşmayı önleyen sıvıyı damara enjekte eder.. Bir düşünelim bakalım; acaba bu minicik sivrisinek hangi okulda okumuştur, bu özel tıp eğitimini kimden almıştır?! Tabiki de her şeyi yoktan vâr eden yüce Allâh, bu özellikleri bir program misâli sivrisineğe yüklemiştir ve bunun gibi sayısını idrak edemeyeceğimiz nice canlıya farklı programlar yüklemiş ve onları bu kâinatta değişik vasıflarda görevlendirmiştir.

Ne diyor âlemlerin Sahibi; "Ey insanlar! Size bir örnek verildi. Şimdi ona iyi kulak verin. Sizin Allâh’tan başka taptıklarınız bir sinek bile yaratamazlar, hepsi bunun için toplansalar bile. Eğer sinek onlardan bir şey kapsa, bunu ondan kurtaramazlar. İsteyen de âciz, istenen de !..." (Hacc-73)

Hiçbir düşünen canlının mahşer(hesap) gününde ben bilmiyordum, anlayamadım demeye hakkı olmayacak. Çünkü, ezelî ve ebedî olan Allâh düşünebilme ve tatbik edebilme gücünü biz eşref-i mahlûkât'a(yaratılmışların en şereflisine) bahşetmiştir.. Kur'anda yaklaşık olarak olarak yetmiş defa 'hiç düşünmez misiniz, akıl etmez misiniz' gibi düşünme üzerine ayetler geçer. Buradan da anlıyoruz ki düşünmek ve akıl etmek bizim sonsuz kurtuluşumuz; düşüncelerimizi sürekli malayani ile meşgul etmek ise sonu hüsran olacak bir karanlığımız olacaktır...

Bizi Yaratan ve bize düşünme hissiyâtını veren sonsuz kudret sâhibi âlemlerin Padişâhına sonsuz hamdü senâlar olsun...

Keşke herkes güzel düşünseydi, işte o vakit tüm dünyâ güzel olurdu.. Dünyâ savaş ve ayrılıklar içindeyse bunun sebebi de düşüncenin yanlış kullanılmasından doğan kirlilikten başka bir şey değildir...

Gelin hep beraber güzel düşünelim, iyiyi düşünelim. Her şey iyi ve güzel olsun. Gelin hep birlikte bize verilen düşünce lütfumuzla dünyâyı kurtaralım. İnanın bunu başarmak sadece bir düşünmek kadar yakın bize.. İnanın, çünkü ne geldiyse başımıza inançsızlıktan geldi.. İnanın, çünkü her an karalar bağlayan dünyânın aydınlık güzel günler görmeye çok ihtiyacı var.. İnanın, çünkü başaranlar inananlardır, inananlar ise doğru düşünenlerdir !